Müşteri Memnuniyeti mi, Müşteri Sadakati mi?

Müşteri Memnuniyeti mi, Müşteri Sadakati mi?

Mark Klein –  Arthur Einstein, Strategy+Busines Quarterly

İlk bakışta sunulan ürün ve hizmetlerden tatmin olmuş bir müşteri ordusu oluşturmanın başarılı bir iş kurmak ve yürütmek için izlenecek en açık yol olduğu düşünülebilir. Fakat önde gelen bir IT firmasının sürpriz bir şekilde ortaya çıkardığı gibi memnun müşteri her zaman iyi müşteri anlamına gelmemektedir. Gerçekten de, sözkonusu şirketin araştırmalarından çıkan sonuç, müşteri memnuniyeti ile yapılan alışveriş arasında ciddi bir paralellik olmadığıdır.

Memnun kaldığını söyleyen müşteriler neden her zaman aynı firmadan alışveriş yapmayı tercih etmemektedir? Çünkü, memnuniyet insanların söylediklerinin ölçüsüdür, sadakat ise yaptıklarının. Pek çok yönetici bu ikisi arasında köklü farklı görememekte, ve müşteri memnuniyeti ile müşteri sadakati kavramlarını eşanlamlılarmış gibi sık sık birbirinin yerine kullanmaktadır.

Müşteri memnuniyeti araştırmalarında müşterilerin ortaya koyduğu şey sözkonusu firmayla ilgili özellikle en son tecrübelerine dayanan şahsi görüşleridir. Bu araştırmalar bir bakıma, çoktan gerçekleşmiş işlemler ve faaliyetler üzerindeki müşteri hislerini yansıtmaktadır, ve ileriye dönük kesin bir güvence barındırmamaktadır. Ne var ki, şirketler bu tür araştırmalara büyük önem atfetmektedir. Hatta sadece bu tip ölçümlerle uğraşan bir danışmanlık sektörü bile oluşmuş durumdadır. Okumaya devam et

Pazarlama Planı Bir Günde Nasıl Hazırlanır?

Pazarlama Planı Bir Günde Nasıl Hazırlanır?

KOBİFİNANS

Etkili bir pazarlama planı yapmak için her zaman çok çalışmanız gerekmez. Aslında, işletmeniz için yalnızca bir günde başarılı bir plan yaratabilirsiniz. Başlarken üslup ya da planın mükemmelliği hakkında endişelenmeyin. Tek yapacağınız, bir kalem kağıt alıp işe koyulmak.

Pazarınızı Ve Rekabeti İyi Kavrayın: Pek çok küçük işletme sahibi, ilk önce pazarı ve taleplerini (ihtiyaçlarını değil) anlamadan, ortalama bir ürün ya da hizmetle yola çıkarak büyük bir hata yapar. İnsanların istemedikleri bir şeyi satmaya çalışırsanız, almazlar. Kârlı bir pazar, binlerce aç balığın olduğu bir göle benzetilebilir. Tek yapmanız gereken, yemi atmaktır; böylece göl, balıkların çılgınca beslendikleri bir alana dönüşür. Pazarınızı anlamak için kendinize şu tür sorular sormalısınız:

>>Pazarımda yeterli hizmet verilemeyen alanlar var mı?

>>Ürün ya da hizmetlerime yönelik pazar alanları, para kazanabilmem için yeterince büyük mü?

>>Yalnızca gelir-gider dengesi sağlamak için pazardaki payım ne olmalı?

>>Pazar alanımda rekabetçi olabilmek zor mu?

>>Rekabetçi olmak için sunduğum ürün ve hizmetlerde yatırım yapabileceğim zayıf noktalar hangileri?

>>Pazar, sunduğum çok özel rekabetçi ürün ve hizmetleri istiyor ya da değerli buluyor mu? Okumaya devam et

Satış Yerine Kârı Seçin

Satış Yerine Kârı Seçin

Kobifinans

Ekonomik sağlık için yapılabilecek en uygun şeylerden bir tanesi fiyatınızı yükseltmektir. Herkesin fiyatını bildiği ve aynı üründen çok miktarın piyasada olduğu ürünlerde bunu yapmak size pazarınızın yarısını kaybettirebilir. Ancak birçok ürün için fiyat duyarlılığı hiç yüksek değildir. Buna rağmen yöneticiler fiyat arttırmaktan çok korkarlar. Bunu yapabilmek için malınızın ya da hizmetinizin fiyat duyarlılığını bilmeniz gerekir.

Bir işletme ile çalışıyorduk. Satışları senelik yaklaşık 100.000 YTL idi. Fiyatları yüzde 50 arttırmayı önerdiğimizde karşı çıktılar ve müşterilerinin üçte birini kaybedeceklerini söylediler. Fiyatları yüzde 50 arttırınca satışlar 150.000 YTL olur. Müşterinin üçte birini kaybederseniz yine toplam geliriniz 100.000 YTL olur. Ancak azalacak olan değişken maliyetleriniz ve azalan müşteriler yüzünden sizle iş yapan müşterilere vereceğiniz hizmet kalitesindeki artışı ekleyince, daha fazla kar edileceği kesindir. Şirket önerimizi uyguladı ve büyük başarı elde edildi.

Aynı mantığın terside kullanılabilir. Fiyatınızı azaltıyormuş gibi göstermek. Bir havalandırma firması fiyatlarını %10 azaltıp, destek hizmetlerinden ücret almaya başladı. Müşteriler fiyatların düşmesinden çok memnun oldular ve satışlar arttı. Aynı zamanda destek hizmetlerinden de para geldiği için şirketin karı katlanarak artmıştı. Okumaya devam et

Şirketlerin, Fiyat Stratejilerinde Başarılı Olabilmeleri, Markalaşma Sürecini Başlatmalarına Bağlıdır

Şirketlerin, Fiyat Stratejilerinde Başarılı Olabilmeleri, Markalaşma Sürecini Başlatmalarına Bağlıdır

Ufuk Gergerlioğlu / Dünya Gazetesi

Fiyat, 4P (fiyat, ürün, yer, promosyon) olarak adlandırılan pazarlama karmasının en önemli öğesi olarak nitelendirilebilir. Bu kritik araç, işletmeleri yoğun rekabet alanında güçlü veya güçsüz kılabilecek özellikleri bünyesinde barındırır. Firmaların çeşitli faktörleri göz önünde bulundurarak belirlediği fiyatlar, maliyetleri ve satışları dolayısıyla karları birinci derecede etkilemektedir.

Stratejik pazarlamanın özünü oluşturan değer kavramı ile fiyat arasında güçlü bir ilişkinin olduğu da bilinen bir gerçektir. Değer kavramını benimsemiş, mal ve hizmetlerine bu olguyu bir şekilde yansıtmış işletmeler, müşterilerinin fiyat duyarlılıklarını bir şekilde kendi lehlerine çevirebilirler. Çünkü, tüketiciler, kendileri için gerçek manada fayda sağlayacak mal ve hizmetlere değer verirler. Eğer bir mamul, müşteri için bir değer ifade etmiyorsa, diğer bir değişle işletmenin sunduğu ürün veya hizmet, müşterinin aklına, beynine ve kalbine hitap etmiyorsa, fiyat mekanizmasını şirket lehine çeviremeyebilir.

Özellikle, rekabetin çok şiddetlendiği günümüzde, şirketlerin, fiyat indirimi yoluyla ayakta durabilmeleri neredeyse imkansız hale gelmiştir. Bu sebeple işletmeler, müşterilerini, gerek ürün veya hizmetlerinin farklı yönlerini ortaya koyarak gerekse onların en üst seviyede tatmin olmalarını sağlayarak fiyat mekanizmasından faydalanma yoluna gitmelidirler. Okumaya devam et

Kırmızı Kaslardan Gri Nöronlara

Kırmızı Kaslardan Gri Nöronlara

Prof.Dr.İsmail Kaya

Pazarlamanın rengi değişiyor. Anlayanlar için pazarlama bir işletme fonksiyonu olmaktan çıkıyor, bir firma kültürü, bir felsefe, hayata ve insanlara özel bir bakış, farklı bir yaklaşım haline geliyor. Pazarlama bir iş ve faaliyet ama beyin olmazsa, pazarlama zekâsı gelişmezse, koşuşturma da çene de işe yaramıyor. Pazarlama müşterilerle, piyasalarla ilgili. Dünyanın müşterilerden ve piyasalardan oluştuğunu, piyasaların da birbirini kimi zaman öldürdüğünü bazen de güldürdüğünü, müşterilerin de piyasaların da birbiriyle karşılıklı etkileştiklerini söylüyor. Bizde de fiyatları dalgalanıyor, ama başka sebeplerden. ABD’de yumurta fiyatları yılın ilk çeyreğinde yüzde 28 artmış. Sebebi yemdeki fiyat artışlarıymış. Yem fiyatları mısır ve soya talebindeki artıştan, o da etanol talebinden etkilenmiş. Etanol talebi ise petrole daha fazla etanol karıştırıldığı için artmış. Bu da, petrol talebini azaltmak kararının bir sonucuymuş. Kısacası, halk daha az petrol tüketelim derken, sonuçta yumurta fiyatlarının artmasına sebep olmuş. Piyasalar birbiriyle ilişkili dedik. İş burada bitmemiş, yumurta fiyatları artınca sivil toplum örgütleri için yeni kampanya fırsatları doğmuş. Okumaya devam et

Pazarlama Dünyası Blogosferi’i Keşfetti: Büyük Bir Değişimin İlk Adımları

Pazarlama Dünyası Blogosferi’i Keşfetti: Büyük Bir Değişimin İlk Adımları

Zeynep Özata

Arda Öztaşkın

GİRİŞ

Bloglar, internetten sonra, bilgi dünyasında patlak veren en büyük salgın olarak nitelendiriliyor. İş dünyasını sarsacağı ve hatta blogların iş hayatı için seçimlik bir araç değil, bir ön koşul olmasından sözediliyor. Marketingprofs.com yazarı B.L. Ochman şöyle diyor: “Eğer Blog’ları işiniz için nasıl kullanacağınızı düşünmüyorsanız, çok büyük bir fırsatı kaçırıyorsunuz demektir. “Blogging” etkili bir pazarlama aracı olabilir. Aynı zamanda tüketiciler ile ilişkiyi sürdürmek için mükemmel bir yol ve olası problemleri öğrenmek için bir erken uyarı sistemi olabilir.” Ancak, küçük bir sorun var. Hala blog’ların tam olarak ne olduğunu bilmiyoruz, hatta çoğumuz duymadı bile… Okumaya devam et

Müşteri Memnuniyetini Sağlayabilmek İçin İlişkisel Pazarlama Süreci Başlatmalı

Müşteri Memnuniyetini Sağlayabilmek İçin İlişkisel Pazarlama Süreci Başlatmalı

Ufuk Gergerlioğlu

Şirketlerimizin, globalleşen dünyamızda kendilerine bir yer bulabilmesi için uluslar arası alanda literatüre girmiş kavramları dikkatlice takip etme zorunlulukları vardır. İlişkisel pazarlama bu kavramlardan biridir. Özellikle CRM uygulamalarında bu konu detaylı bir şekilde ele alınmaktadır. İlişkisel pazarlama, temel anlamda, yeni müşteriler bulmaktan çok mevcut müşterileri elde tutma ve onlarla ilişkileri geliştirme üzerine odaklanan bir analayışı içermektedir.

İlişkisel pazarlamanın üç ana bölümü vardır. Birinci bölüm kurumların şirket bazında müşterileri ile ilişkilerini gösteren faaliyetlerini kapsamaktadır. Küçük ve orta ölçekli şirketlerimizin bünyesinde en çok uygulama alanı bulan bu faaliyetin uluslar arası literatürde ismi, ‘external marketing’dir. Okumaya devam et

Pazarlamacılar Giremez!

Pazarlamacılar Giremez!

Emirhan Aydın

Sanırım hepimiz günlük hayatımızda bu türlü yazılarla karşılaşıyoruzdur apartman kapılarında. Ansiklopedilerin kapı kapı satılmaya başladığı 1980’li dönemlerden bu yana elinde çanta olan, takım elbiseli ve bir şeyler satmaya çalışan insanların genel adı “Pazarlamacı” oldu maalesef. Maalesef diyorum, çünkü durum sanıldığı gibi değil. Ama kalıplaşmış düşünceler ve kırk akıllının taşı çıkaramaması yüzünden hala eksik bilgi bizleri yanıltıyor. Durumun iç yüzü görünenden çok farklı. Çünkü bizim burada bahsettiğimiz bir bilim dalı. (Her ne kadar hala bilim dalı olarak görülmese de.) Esas bahsetmemiz gereken ise, bu bilim dalının ufak ama önemli bir parçası: Kişisel Satış. Bizim milletçe hatamız, bir bütünün içindeki ufak bir parçanın görevini, bütüne yüklemek. Peki nedir bu meşhur pazarlama, nedir kişisel satış? Okumaya devam et

Pazarlamacılar Gardiyandır

Pazarlamacılar Gardiyandır

Zeki Yüksekbilgili

Kriminoloji uzmanı James Q.Wilson’un teorisi KIRIK CAMLARI’ı belki duymuşsunuzdur. Eğer sokakta giderken, kırık camlı (ve tamir edilmemiş) bir bina varsa, yavaş yavaş bu binanın diğer camları da etraftakiler tarafından kırılır. Çünkü insanlar bu binadakilerin ya orada olmadığına yada bu konuyla ilgilenmediklerine inanırlar. Akabinde bu anarşi önce binayı sarar, sonra da sokağı…

Michael Levine’in kitabı KIRIK CAMLAR, KIRIK İŞLETME’de, bu teoriyi pazarlamaya uyarlamış. Eğer detaylara önem vermezseniz, detaylar tüm işinizin yok olmasına sebep olabilir. Bu kırık cam, kötü bir alo sesi, feci bir kart, başarısız bir satış elemanı, önemsemez bir işçi veya mal iadesindeki aptalca bir kural olabilir. Bu detaylar, işletmenizin KIRILMASINA yol açabilir. Okumaya devam et

Gizli Müşteri Denetim Çalışmaları

Gizli Müşteri Denetim Çalışmaları

Şule SOYER

Neden son zamanlarda herkes Gizli Müşteri Denetim çalışmalarına ilgi duymaya başladı? Müşteri memnuniyeti ve sadakati, iyi hizmetin devamlılığı ile; iyi hizmetin devamlılığı ise, denetimlerle sağlanır. Firmalar için müşteri memnuniyetini ve sadakatini sağlamak bir maraton gibidir. Çünkü her sektörde kıyasıya bir rekabet var. Gizli Müşteri Denetim çalışmaları, işletmelerin ve sunulan hizmetlerin, belirlenen kritik kontrol noktalarında mevcut durumunun saptanmasını sağlayan bir araştırma yöntemidir. Gizli Müşteri denetim programları çok geniş bir alanda kullanılmaktadır; Her tür perakende ticaret, konaklama tesisleri, restoranlar, emlak ofisleri, banka şubeleri, sigorta acenteleri , benzin istasyonları, eğlence sektörü, seyahat acenteleri, hastaneler, servis istasyonları, devlet daireleri, belediyeler vb. Gizli Müşteri Denetim kavramı firmaların farklı yaklaşım arayışları sonucunda ortaya çıkmıştır. Okumaya devam et