Perakende Satışta Marka İletişimi

Perakende Satışta Marka İletişimi

Prof. Dr. İsmet Barutcugil

Tüketiciler, gerek ürün gerek mağaza anlamında çok fazla seçeneğin bulunduğu perakende alışveriş ortamlarında karar vermekte zorlanabilirler. Karar vermelerini etkileyen faktörlerin başında şüphesiz, ihtiyaçlarının niteliği ve satın alma güçleri gelecektir. İhtiyaç ve satın alma gücü faktörlerinin dışında çok temel bir tercih faktörü, başkalarının ve kendilerinin geçmiş alışveriş deneyimleri ve alışkanlıklarıdır. Tüketiciler, genelde önceden bildikleri ürüne ve mağazaya daha fazla ilgi duyarlar ve onları tercih ederler. Ürünün bilinilirliğini etkileyen en önemli üç değişken de reklâm, ambalaj ve markadır. Firma tanıtımı söz konusu olduğunda ise ambalaj faktörünün yerini logo, renkler ve sembollerden oluşan kurum kimliği özellikleri alır.

Marka, bir üretici ya da satıcı tarafından yürütülen ürün geliştirme, hizmet, reklâm, pazarlama, satış sonrası gibi faaliyetlerin tümüyle oluşturulan; farkındalık, imaj, kalite algılaması ve bağlılık gibi soyut değerlerin toplamıdır. Okumaya devam et

Gerilla Pazarlama

Gerilla Pazarlama

R.Murat Yılmaz

Pazarı büyüterek satışları artırmak yerine, rekabet edilen firmalarin yanlışlıklarından yararlanarak onların piyasa paylarını elde etmeye yönelik pazarlama faaliyetlerine gerilla pazarlaması denmektedir. Gerilla pazarlamasında hedef, piyasaya yakın, dinamik, tüketici ihtiyaçlarına duyarlı, güçlendirilmiş ve yetkilendirilmiş bir pazarlama yönetimi oluşturmaktır . Gerilla pazarlamanın temel özellikleri, kısa bir pazarlama planına sahip olmak, takip etmenin gücünü anlamak, bir planı üstlenmenin önemini kavramak, gerilla pazarlama takvimine göre hareket etmek, seminer, konferans vb etkinliklere katılarak firmayı tanıtabilmek, doğrudan posta kartları göndermek, e-posta kampanyaları düzenlemek, ücretsiz bilgi sağlamak için web sitesi hazırlamak, forumlara üye olmak şeklinde sıralanabilir.

Küresel İşletmelerin gerilla stratejisini kullanarak başarıya ulaşması için atması gereken ilk adım işletme içerisinde pazar, ürün, rakipler,reklam ve medya konusunda geniş bir bilgi tabanı oluşturulmasıdır. Bunun arkasından atılması gereken ikinci adım ise; işletmenin rakiplerinden farklı olarak önerebilecek, yapabilecek farklılıkların bir listesinin çıkartılarak bir pazarlama stratejisinin belirlenmesidir. Bu liste içerisinde özellikle işletmeye rekabet gücü kazandıracak faktörleri ön plana çıkartmak gerekmektedir. Strateji belirlenirken hedef pazar da net bir şekilde tanımlanmalıdır. Üçüncü adım ise; pazarlama silahının seçilmesidir. Okumaya devam et

Ürün Fabrikada, Marka Zihinde Oluşur

Ürün Fabrikada, Marka Zihinde Oluşur

Yasemin Sungur

Eski kuşaklar, insanların marka haline gelmesini kabullenemiyor. Bir gazeteci Süleyman Demirel’e “Siz siyasette bir marka mısınız?” diye sorduğunda, “Malların markası olur, insanların markası olmaz!” cevabını almıştı.

Ama günümüzde her şey, hatta ülkeler markalaşma çalışması yapıyorlar. Turizmde, dış ticarette başarılı ve dünya politikasında etkili olmanın yolu, ülkenin / şehrin marka haline gelmesidir.

Marka üründen öte bir şeydir

Tüketici tarafından alınan, tatmin sağlayan bir şeydir. Markanız size neler sağlar?

Hedef kitle ve ürününüz arasında kurulan sürekli bir ilişki,

Her seferinde hedef kitleyle kurulan duygusal bağlar,

Kişilikli, karakterli, itibarlı insan,

Kalite ve güven,

Tutku.

SİZ kimsiniz? Okumaya devam et

Tanımsızlar

Tanımsızlar

Prof.Dr.İsmail Kaya

İş hayatında, siyasette ve dış politikada işler, tam olarak kurallar çerçevesinde ve görünen düzenlemeler altında yürütülmüyor. İşin niteliği ve çapı ne olursa olsun, işin içinde olanlar dâhil, pek çok kimsenin varlığından bile haberdar olmadığı ve fakat işin sonucunu veya mecra değiştirmesini etkileyen bazı “tanımsız kişi” ve “tanımsız iş”lerin varlığını, kanıtlayamasak da hemen her yerde hissediyoruz.

Bu “tanımsızlar” belli bir işi batırmak için de, kurtarmak için de kullanılabiliyor.

Pazarlamadan iş hayatına, iç siyasetten dış politikaya “tanımsız” ve “tanımlanmamışları” fark edemediğimiz sürece işlerimiz düzgün gitmeyecek.

Okumaya devam et

İyi Bir Dinleyici Olmak

İyi Bir Dinleyici Olmak

Ahmet Edim

Satışcı, müşterilerin görüş ve düşüncelerini, yorumlarını tam kapasiteyle dinleme ustalığına sahip olmalıdır. Anlatılanlardan çıkarımlar yapmalı ve işine uyarlamalıdır. İyi bir dinleyici olmanın yanı sıra, müşteriyle yapılan görüşmeyi satışa yönlendirmelidir.

Çünkü satış ziyaret ve toplantılarının temel amacı sonuca ulaştırmaktır. Yoksa futbol takımlarının ligdeki durumu, trafiğin her geçen gün artan karmaşıklığı ya da hangi siyasi partinin iktidara geleceğini tartışmak değildir. Bunlara da tabii ki yer verilebilir ama sözü gereğinden fazla uzatmak ve dolaştırmak her iki taraf içinde zaman kaybından başka bir şey değildir. Okumaya devam et

Nedir Bu M-Ticaret?

Nedir Bu M-Ticaret?

Zeki Yuksekbilgili

Hiç M-ticaret sözcüğünü duydunuz mu?

Daha yeni yeni E-ticarete ısınmaya başlamışken e-ticaret nereden çıktı?

M-ticaret ne demek?

M-ticaret, yani Mobil Ticaret, cep telefonları bazlı satışlara verilen isimdir. Cep telefonları üzerinden satın aldığımız melodiler, ekran koruyucuları, resimler, zil sesleri, oyunlar…

M-ticaretin amacı kullanıcıların sadece bilgisayarları başından değil, cep telefonu gibi araçlar yoluyla herhangi bir yerden ürün özelliklerine erişip sipariş verebilmelerini, ödeme yapabilmelerini sağlamak, kısacası alış verişlerini gerçekleştirecekleri bir ortam sunmaktır. Yani, M-ticaret şirketlerin müşterilerine istedikleri anda istedikleri yerden alışveriş yapabilme özgürlüğü sağlar. Şirketler açısından ise, M-ticaret müşterilere ulaşılabilecek yeni bir kanal olma özelliği taşır.

M-ticareti üstün kılan özellik, kullanıldığı platform, yani cep telefonlarıdır. Sürekli üzerinde durduğumuz E-ticaret için bir PC’ye ve internet bağlantısına ihtiyacımız varken, M-ticaret herkeste zaten mevcut olan bir platformu, cep telefonlarını kullanıyor. Günümüzde hemen herkesin bir cep telefonu var; A.B.D.’de kişi başına 1/2, İngiltere’de 1.5, Türkiye’de ise 1/5 cep telefonu düşüyor. 2005 yılında Dünyada 1.52 milyar insan cep telefonu ile görüştü, ortalama olarak bir kullanıcı ayda 36 mesaj attı*(1). Bahsettiğim ticaret işte burada gerçekleşiyor…. Okumaya devam et

Siz Ferrari’ye ya da “sır”lara takılmayın sakın… Bilgelik tüketilen değil, üretilen bir şeydir!

Siz Ferrari’ye ya da “sır”lara takılmayın sakın… Bilgelik tüketilen değil, üretilen bir şeydir!

A.Selim Tuncer

Susuzluktan dili dışarı sarkmış bir köpek nefes nefese göletin kenarına su içmeye gelir, fakat içmeden uzaklaşır. Tekrar gelir, suya dilini uzatır, yine içmez. Birkaç kez tekrarlanan bu olayı bir bilge dikkatle izlemekte ve köpeğin bu anlamsız davranışının nedeni anlamaya çalışmaktadır.

Bilge, köpeğin ürkerek neden su içmekten vazgeçtiğini sonunda anlar. Köpek susamıştır, ama gölete geldiğinde sudaki kendi yansımasını görüp korkmakta ve bu yüzden de suyu içmeden kaçmaktadır. Sonunda köpek dayanamayıp bir cesaretle kendini gölete atar. Göletin içine girdiğinde kendi yansımasını görmediği için rahat rahat suyunu içer.

O anda bilge düşünür: “Benim burada öğrendiğim şu oldu.” der. “Bir insanın istekleri ile arasındaki engel çoğu zaman kendi içinde büyüttüğü korkulardır. İnsan bunu aşarsa, istediklerini elde edebilir.” Okumaya devam et

Web Balonu Patlasa Bile Bize Bişey Olmaz!

Web Balonu Patlasa Bile Bize Bişey Olmaz!

Arda Kutsal

Web 2.0, yeni girişimler, fırsatlar ve riskler konusunda bir sohbet esnasında verdiğim örneği paylaşmak istiyorum.

Amerika’da 2000’lerin sonunda internet şirketlerinin birçoğunun iflası ile sonuçlanan web balonu patlaması, bugün Web 2.0 ile eski hareketliliğini yakalayan sektörde sütten ağzı yananların endişelenmesine sebep oldu.

Gerçi son satın almalar büyük firmaların böyle bir ihtimale pek inanmadıklarını gösterse de tedbiri elden bırakmayanlar da yok değil.

Amerika’da yada dünyanın diğer bölgelerinde böyle bir durum gerçekleşir mi bilmiyorum ama Türkiye’deki internet pazarında hiçbir zaman böylesine bir balon patlaması gerçekleşmeyecektir. Neden mi? Çünkü…

Biz ülkemizde hiçbir zaman belirli evrelerden geçip teknolojik, kültürel ya da ekonomik değişimler yaşamadık. Biz herzaman basamakları atlayarak çıktık.

E-ticaret’i ele alalım. Amerika’da e-ticaret nasıl gelişti?

Klasik ticaret şekillendi, direk pazarlama modelleri uygulanmaya başlandı, katalog siparişleri, satış için oluşturulmuş call center’lar, web siteleri derken iş sonunda e-ticaret ile sonlandı.

Bizde nasıl oldu? Ben alışverişimi gidip mağazalardan yaparken birgün bir de baktım ki e-ticaret başlamış. Hatta dikkatinizi çekerim ülkemizde bugünkü kadar web sitesi yokken e-ticaret başlamıştı. İnternet kullanıcısı sayısı yerlerde sürünürken başlamıştı.

Biz onların yaşadığı geçişi yaşamadık…!

Telekomünikasyonu düşünün. Amerika’da sabit hatlar, sabit hatlarda farklı uygulama ve servisler, sabit hat kampanyaları, çağrı cihazları, araç telefonları şeklinde bir gelişim sonucu cep telefonlarına geçiş sağlanmışken. Bizde nasıl oldu? Sabit hatlarda sadece Türk Telekom ile mutlu mesut hiçbir ek uygulama olmadan, kampanya olmadan, sabit hatlarda uygulanabilecek servisleri tanımadan bir anda yaklaşık 30 milyon cep telefonu abonemiz oldu. (sayıdan emin değilim belki daha fazladır)

Bu ve bunun gibi daha onlarca örnek yaratabileceğimize eminim ama çok fazla uzatmak istemiyorum.

Demek istediğim şu. Biz Türkiye’de basamakları atlayarak çıkıyoruz ve bu bize yenilikleri hazmetme hissini yaşatmıyor.

Kendimizi yeniliklere adıyoruz ama önce diğerleri ne yapmış onu görüyoruz. Yaşamımızın olağan gelişiminde ortaya çıkan yenilikler olmadıkları için onları önce şaşkınlıkla algımaya çalışıp, etrafımızda olup biteni inceliyor sonra test edip kabul ediyoruz. İşte o aşamada kabulümüz biraz şiddetli ama tam oluyor.

Bu şiddetli ve tam kabul etmemiz süresinde geçen zamanda, dünyadakiler gelişimin ikinci safhasına geçmiş oluyorlar ve evrimlerinde ilerliyorlar. İşte eğer oralarda, o aşamalarda bir balon patlaması, ekonomik sallantı olursa onlarda yıkım gerçekleşiyor.

Onlarda yıkım gerçekleştiğinde biz elimizdeki oyuncağa yeni alıştığımız için pazarımızda talep hala taze oluyor. Onlar kendilerine geliyorlar, yenileniyorlar, yeni girişimlerini oluşturuyorlar ve bu sefer yeni bir ürün ile ortaya çıkıyorlar.

Bu yeni ürün yada konsept gelişip trend halini aldığında biz bu yeniyi keşfediyor ve bu sefer ona sarılıyoruz. Aradakileri yani onların sallandığı, balonun patladığı dönemleri yaşamadan bir sonraki basamağa geçiyoruz. Kısacası bu rutin böyle sürüp gidiyor.

Sonuç olarak ne mi oluyor? Onların sallandığı ve balonun patladığı dönemde biz o aşamaya gelmemiş oluyoruz. O aşamaya gelmediğimiz için de risklerin gerçekleştiği pazar koşullarına sahip olmuyoruz.

Ülkemizde Web 2.0 alanındaki gelişmelerde de durum böyle ve böyle olacaktır.

Web servislerimiz dünyadaki örnekleri kadar çeşitlenmiş değil ve önümüzdeki dönemlerde biz daha bunları çeşitlendiriyor, geliştiriyor olacağız. Bu alanlardaki fırsatları değerlendirip yeni iş alanları yaratırken Amerika’da yeni bir balon patlarsa biz bundan etkileniyor olmayacağız.

Çünkü bizim balonumuz daha hala şişiyor olacak. Onlar patlayan balonlarını atıp daha çok şişebilen yenisini aldıklarında biz elimizdekileri yenileri ile henüz değiştirmeye başlayacağız.

Sonuç olarak yazımın ilk cümlesinde bahsettiğim sohbet esnasında verdiğim örnek buydu.

Balon patlar mı? Trend geçer mi? diye düşünmek yerine fırsatlar ve açık alanların incelenmeye başlanmasını ve yatırımların zaman kaybedilmeden dinamik ortamlarda girişimlere dönüştürülmesini tavsiye ediyorum.

Web Girişimlerinde Başarı İçin 5 Madde

Web Girişimlerinde Başarı İçin 5 Madde

Arda Kutsal

Yeni ekonominin bel kemiği web girişimleri ile bu alanda her geçen gün dünya çapında geliştirilmiş farklı tecrübelere tanık oluyoruz. Flickr, YouTube, MySpace, del.icio.us ve diğerleri…

Sözünü ettiğim girişimlerin her biri kendi alanında yeni bir yaklaşım getirmiş, farklılaşmış yada bir şekilde kullanıcısının frekansına girerek başarıyı yakalamış örneklerdir.

Ülkemizde de bu yönde oluşturulmuş ve kullanıcıları tarafından sahiplenilmiş servisler mevcut. Ekşi Sözlük, Pilli Network siteleri (Hafif.org, bildirgec.org, 3ayak.org, zamazing.org ve 22dakika.org ), sosyomat.com, yonja.com ve diğerleri…

Peki dünyada ve ülkemizde bu tür servislerin, iş modellerinin yada girişimlerin başarısının sırrı nedir? Ne yapılması gerekir?

Bana göre olmazsa olmazlar şöyle:

1. Hedef kitlene odaklan.

2. İlk ol yada daha iyi ol.

3. Bedenini sat ama ruhunu satma.

4. Kullanıcını kandırmaya çalışma.

5. Dinamik ol. Yazdığım 5 maddeyi örneğini verdiğim siteleri göz önüne alarak yorumlayabilirsiniz.

Başarıya ortak olmak için eklemek istediğiniz madde var mı?

Başarılı Viral Marketing Çalışmaları İçin Ne Yapmalı?

Başarılı Viral Marketing Çalışmaları İçin Ne Yapmalı?

Yılmaz Altun

Allbusiness.com sitesinin editörlerinden Robyn Tippins, 12 Ekim’deki makalesinde markaların başarılı viral kampanyalarından bahsetmiş ve “başarılı viral videonun 10 temel kuralı”nı güzel özetlemiş. Benzer bir çalışmayı Kevin Nalty’s’ın blogunda da bulabilirsiniz.

1. Viral videonuzun markanızla illa direkt bağlantısı olması gerekmiyor.

2. Videonuzun tanıtımını yapmayın!

3. İlla tanıtım yapmanız isteniyorsa?

4. Olmadıysa zorlamayın

5. Başarılı viral videoları izleyin

6. Yorumları önemseyin

7. Yeni bir şey denemekten çekinmeyin

8. Önce öğrenci “Focus Group”unuzla videonuzu paylaşın, müşterinizle değil

9. Temiz olun (Markaya zarar verecek görüntüler, sesler, metinler kullanmayın.)

10. Nişleri önemseyin Okumaya devam et