Uluslararası Piyasalarda Pazarınızı Nasıl Seçersiniz?

Uluslararası Piyasalarda Pazarınızı Nasıl Seçersiniz?

Uluslararası Pazarlama – Cem Kozlu İş Bankası Kültür Yayınları

Pazar seçimi, pazar bölümlenmesi olanakları ile birlikte incelenirse dört yaklaşım ortaya çıkar:

Az Sayıda Ülkede Birkaç Pazar Bölümüne Yönelmek Bu çifte yoğunlaşma, özellikle ürün bir çok ülkede belirgin gruplara cazip geliyorsa ve firmanın kaynakları çok pazara yönelecek kadar geniş değilse, uygundur. Başarı için bölümlerin büyük ve istikrarlı olması gerekir.

Az Sayıda Ülkede Bir Çok Pazar Bölümünü Hedef Almak Firmanın geniş bir ürün gamı varsa, bir reklam şemsiyesi çoğu ürünü kapsıyorsa ve hedef alınan pazar boyutları büyük ise bu seçenek yeğlenebilir.

Bir Çok Ülkede Bir Pazar Bölümüne Girmek Geniş kitlelere seslenen tek ürünü olan firma bu yolu seçebilir.

Bir Çok Ülkede Bir Çok Pazar Bölümünü Hedef Almak Bu seçeneği kullanabilmek için firmanın hem bir çok bölüme cazip gelen ürün dağarcığı, hem de mali kaynakları olmalıdır.

Temel iki seçenek, yoğunlaşma veya yaygınlaşma arasında karar verirken firma şu etkenleri gözden geçirmelidir:

Satış İşlevi Eğer ürüne karşı kuvvetli bir talep varsa ve az bir çabayla çok satış gerçekleştirmek olanaklıysa, firma yaygınlaşma yani bir çok pazara yönelme yolunu seçebilir. Çeşitli engeller ve istemin yetersizliği ilk dağıtımı güçleştiriyorsa firma yoğunlaşma yani ancak birkaç pazara girme seçeneğini kullanacaktır. Okumaya devam et

Müşteri Sadakati Hakkında Yanlış Bilinenler

Müşteri Sadakati Hakkında Yanlış Bilinenler

Lerzan Aksoy

Birçok akademisyen ve danışman, 90’larda müşteri kaybının bir salgın olarak ortaya çıkmasından sonra, yerinde ve zamanında yapılmış bir öneriyle ortaya çıktılar: “Müşterileri elde tutmak yeni müşteriler kazanmaya çalışmaktan çok daha önemli.” İşte bu yaklaşım, günümüzde her an her yerde karşımıza çıkabilen müşteriyi elde tutmaya yönelik pazarlama aktivitelerine dönüştü. Aslında yukarıda bahsi geçen öneri, kazanılmış müşterileri elde tutmaya yönelik faaliyetlerin hayata geçirilmesinin öneminin yanı sıra, yeni müşteri kazanımı çabalarının dengelenmesi gerektiğine değiniyordu. Ancak, dikkat çekme ve rakipten müşteri kazanma çabaları içinde, müşteri memnuniyetinden beklenen kazancın da abartılmasıyla beraber maalesef gerektiği kadar ciddiye alınmadı.

Bunun üzerine, CEO’lar müşteri sadakatine özel bir önem atfederek bunu neredeyse bir şirket stratejisi haline getirdiler. Conference Board tarafından 2002 yılında yapılan ve dünyanın her tarafından CEO’ların katılımıyla gerçekleşen bir ankette CEO’lar arasında karşılaşılan en önemli zorluğun müşteri sadakati ve müşteriyi elde tutmak olduğu ortaya çıktı. Okumaya devam et

Ucuzu Tercih Edenler

Ucuzu Tercih Edenler

Yılmaz Argüden / Dünya Gazetesi

Rekabet arttıkça, tüketiciler için her üründe farklı seçim fırsatları doğuyor. Birçok firma tüketiciler için aynı temel htiyacı karşılayacak farklı fiyat seviyelerinde ürünler geliştiriyorlar. Müşterileri ve onların ihtiyaçlarını iyi tanımak onlar için ürün ve hizmet geliştirmenin de temelini oluşturuyor. Bazi şirketler ürünlerine yeni fonksiyonlar katarak daha yüksek fiyatla satmayı ve marjlarını artırmayı seçerken, diğerleri de ürünleri en ekonomik hale getirip daha geniş kitlelere hitap edebilmeyi tercih ediyor.

Her ürün benzerleri ile bir rekabet içinde olmasının yanı sıra aynı müşterinin bütçesi içindeki paylar açısından ürünler birbirleriyle de rekabet içindeler. Bu nedenle, özellikle ekonomik kategorilere odaklanan şirketler için kimlerin, hangi ürün kategorilerinde daha ekonomik olanları tercih ettiklerini incelemek fayda sağlıyor.

Birçok tercihini ekonomik ürünler lehinde kullananların ilk kesimini genç bekarlar oluşturuyor. Genç bekarlar genellikle gelir düzeyleri düşük ve değişken bir kesimi oluşturuyorlar. Yaşamlarının bu aşamasında gelecek için tasarrufu düşünmekten uzak, günü yaşamaya odaklanmış bir yaklaşım sergiliyorlar. ihtiyaçlarının büyük bir kısmı için ekonomik ürünleri tercih ederek, keyif aldıkları birkaç ürün için para biriktirmeye çalışıyorlar. Bu ürünlerde özellikle arkadaşlarının tercihlerinden etkileniyorlar.

Yeni evliler, yaşamlarının bu dönemlerinde profesyonel ve sosyal çevre ilişkilerini geliştirmeye gayret ediyor, bir araba veya ev almak üzere para biriktirmek için diğer birçok ihtiyaçlarında ekonomik seçimleri tercih ediyorlar. Okumaya devam et

Reklam Aşktır!

Reklam Aşktır!

Onur Yanık

Tanımlamanın sınırlarına sığmayan, herkeste farklı anlamlar ve duygular uyandıran, özgür sözcükler vardır. Sözlükler böyle kelimeleri tanımlamakta yetersiz kalırlar. Sayfalarda, “Güçlü sevgi ve bağlılık duygusu” olarak tanımlanan “Aşk” sözcüğü, bu asi kelimelerin belki de en özelidir. Sizce “Güçlü sevgi ve bağlılık duygusu”, “Aşk”ı tanımlamakta yeterli midir ?

Farklı şekilleri vardır “Aşk”ın. Bilim aşkı, anne aşkı, çocuk aşkı, Tanrı aşkı gibi… Ancak nerede olursa olsun, aşkın olduğu yerde heyecan, tutku ve diğer güçlü duygular vardır. Aşk belki biraz da aşırılıktır.

Aşkın en değerli olduğu yer, şüphesiz kalplere seslenen insan ilişkileridir. Kalpler belki de aşkın, sınırsızlığın sınırlarını da zorladığı yerlerdir.

Yaşanan tüm aşklar ve ilişkiler, gökyüzüne benzer. Güneşin ne zaman açacağı, ya da yağmurun ne zaman yağacağı belli değildir. En şiddetli yağmurlardan sonra, birden güneş her yeri kaplayabilir. Ya da bazen, kusursuzca parlayan güneş, az sonra gelecek fırtınanın habercisi olabilir.

Okumaya devam et

Yeni Pazarlama Karmasında Dağıtım

Yeni Pazarlama Karmasında Dağıtım

Zeki Yüksekbilgili

İnternet yayılıyor ve gittikçe daha açık, global bir dünyayı önümüze seriyor. İnternetin yaygınlaşması, beraberinde birçok da değişikliği beraberinde getiriyor. Bu değişiklikler içerisinde en etkili olanlarından biri de, internetin pazarlamaya yaptıkları.

Bir müşteri, artık internet sayesinde herhangi bir ürünün fiyatını rahatlıkla internetten bulabiliyor. Bu da, özellikle çevrimdışı çalışan işletmeleri gerçekten korkutuyor, yapması gereken tek şey, ürünün adını basitçe arama motorlarından birine yazmak, karşısına çıkan sonuçlara göre ürünün fiyatını öğrenmek. Böylece çevrimdışı satıcının mağaza yatırımları, reklam harcamaları, lojistik için kurduğu altyapı, hatta belki de o ürünü daha ucuza satmak için kurban ettiği kar bir anda çöp oluyor. Bunlar yetmezmiş gibi, arama motorlarının dışında, ürünün çeşitli çevrimiçi dükkanlardaki fiyatlarını müşteriye saniyeler içerisinde karşılaştıran portalların sayısı da her geçen gün artıyor.

Ayağa hizmet Okumaya devam et

Başarılı Satış Görüşmesi

Başarılı Satış Görüşmesi

Ahmet Edim

Satışın en kritik zamanı, satış temsilcisi ve müşterinin karşı karşıya geldiği ilk tanışma ânıdır. Bu karşılaşmaya ‘satışın kalbi’ denilir. Alıcılara talepleri, istekleri ve arzu ettikleri kapsama yakın bir değer sunulmalıdır. Bu yapılmadığı takdirde çoğu zaman satış gerçekleşmeden görüşme sona erer.

Satış görüşmelerinden (toplantı, ziyaret vb.) sonuç alarak ayrılmak için, karar verme yetkisine sahip kişilerle bir araya gelinmeli ve önemli kararların bu esnada alınması gerekir. Milyon dolarlık bir satın alma kararını bir temsilcinin vermesi doğal olarak beklenemez ama şirketlerin üst yönetimlerine ulaşmak çoğu zaman imkânsızdır.

Tepe yöneticileri ya gerçekten işlerinin yoğunluğu nedeniyle ya da ‘Satıcı firma ne önerecek bir bakalım’ diye düşünerek toplantıya katılmak istemeyebilir ve astlarından birini ilk görüşmeye gönderebilir. Şayet alıcı firmanın üst yönetiminin mutlaka katılmasını istiyorsanız, daveti sizin yapmanız daha uygun olacaktır. Böylece hem satış sürecinin kısaltılması hem de sonuçlara daha hızlı ulaşılması sağlanacaktır. Okumaya devam et

Lateral Pazarlama!

Lateral Pazarlama!

Onur Yanık

“Philip”, Hristiyan toplumlarında en sık kullanılan erkek isimlerinden biri. Avrupa tarihi incelendiğinde, yaşadıkları döneme damgasını vuran Philip isminde beş Makedon, altı Fransız ve beş İspanyol kralın yaşadığı görülüyor.

Günümüzde de Amerika ya da Avrupa’da, yeni doğan erkek çocuğu için bu ismi tercih etmiş, onbinlerce aile bulunuyor. Ancak yeni Philip’lerin hiç biri kral olma şansına sahip değil. Elbette biri hariç…

Bugüne kadar devrim yaratan pek çok kitaba, sektörü derinden etkilemiş onlarca makaleye imza atmış, Northwestern Üniversitesi Profesörü Philip Kotler, tüm otoritelerce “Pazarlamanın Kralı” olarak nitelendiriliyor. Okumaya devam et

Reklam

Reklam

Aldoux Huxley

Türkçesi Ayseli Usluata

© 2006 Reklam Atölyesi & ilef.net

Yazın türlerinin incelikleri beni sürekli ilgilendirmiştir. Bu dış kabulka, edebiyatta biçimleme, uğraşma, korkarım, temelde tinsel güçsüzlüğün bir belirtisidir. Edebiyatla uğraşan bir kimse ticaretin kurnazca oyunlarını anlayabilir, ancak bu bir hokkabazlık sorunu olmaktan çıkıp da bir tansık sorununa dönüştüğünde, bu kimse etkisiz kalır, bir işe yaramaz. Yine de, hokkabazlığın izlenmesi de uygulanması da eğlendiricidir; sanatın mekanizması ile ilgilenme de, sanırım, bundan daha haklı bir neden gerektirmez. Okumaya devam et

Olumlu Düşünmek

Olumlu Düşünmek

Ahmet Edim

Profesyonel satışcı pozitif düşünceye sahip olmalı, enerjisini ekibine, müşterilerine ve üstlerine yansıtmalıdır. Satış sürecinde olumlu düşünce kavramı, toplantı ve müşteri ziyaretlerinde büyük yararlar sağlamaktadır. Örneğin, dağıtım kanallarına yönelik yapılan bayi toplantıları satış teşkilatının hedeflerinin anlatıldığı ve birlik ruhunun inşa edildiği yerlerdir.

Bu toplantılarda, bayilerden neler istendiği ve şirketin buna karşılık neler yaptığı, satışların gelecekte ulaşması muhtemel noktalar anlatılır. Burada satış yöneticisi toplantıyı başından sonuna kadar olumlu bir çerçevede yürütmelidir. Böylece bayilerin sorunlarına eğilmeli, çözümler getirilmeli ve toplantının sonunda herkeste başarıya odaklanma ve inanç oluşturulmalıdır. Okumaya devam et

Kişisel Markalaşma

Kişisel Markalaşma

Zeki Yüksekbilgili

“Her halükarda düşündüğünüze göre, büyük düşünün”

Donald Trump

Günümüzde şirketler ürün ve hizmetleriyle marka yaratmak, başarılı markalar haline gelmek için uğraşırken, bireyler de bireysel farkındalıklarını geliştirip, kişisel özelliklerini güçlendirerek kişisel marka olmak için çabalıyorlar.

Kişisel Markalaşmayı; aktif olarak kamuoyu algısını biçimlendirerek daha fazla istemciyi cezp etmek sanatı olarak açıklayabiliriz. Kamuoyunun kendiniz hakkındaki algısını kontrol etmeniz mümkün, yani kendiniz hakkında eşsiz bir marka yaratabilir ve bunu yayabilirsiniz…

Kişisel markalaşma, hem ünlüler için hem girişimciler hem de profesyoneller için kullanılmayı bekleyen bir fırsat, bu fırsatı değerlendirmek için Madonna gibi ünlü olmanız gerekmiyor, kendinizin eşsiz güçlü yönlerinizi ve farklılaştığınız yönleri ortaya çıkartarak, kişisel marka olmak mümkün.

Kişisel markalaşma, sizin kendinizi, başkalarından sizi tanımlamadan önce  tanımlamanızdır.

İstemcilerin sizinle ilgili algılarını rahatlıkla şekillendirebilirsiniz, bunun için güçlü yönlerinizi, değerlerinizi, hedeflerinizi ve kişiliğinizi anlaşılır bir şekilde ortaya koymak yeterlidir. Kendinizi ve arkasında durduğunuz şeyleri tanıştığınız herkese anlatın; istemcilerinize, müşterilerinize, arkadaşlarınıza, komşularınıza ve hatta yabancılara. Eğer bunu yeterince sık ve tutarlı şekle yaparsanız, “Kişisel Markanız” yani “Siz” oluşacaktır. Okumaya devam et