İşletmeler, Pazarlama Stratejilerini Nasıl Oluşturmalıdırlar?

İşletmeler, Pazarlama Stratejilerini Nasıl Oluşturmalıdırlar?

Ufuk Gergerlioğlu / Dünya Gazetesi

Şirketlerin pazarlama amaç ve hedeflerine ulaşabilmeleri için pazarlama stratejilerini dikkatlice belirlemeleri gerekmektedir. Aynı zamanda bu noktada belirlenen stratejiler, işletmenin stratejik amaç ve hedeflerine dolayısı ile vizyonuna hizmet etmelidir. Aksi takdirde belirlenen stratejiler, kaynak israfından öteye geçmeyecektir. Bu aşamada çok kritik bir hususu belirlemekte fayda vardır. Pazarlama stratejilerini belirlerken strateji ve faaliyet kavramlarının karıştırılmaması gerekmektedir. Strateji, değişen koşullar karşısında hızlı, farklı ve yaratıcı çözümlerle başarıya ulaşmak olarak tanımlanır. Bu sebeple pazarlama stratejilerini sıralarken özellikle bu kavramın dikkate alınması gerekmektedir. Eğer belirlediğiniz stratejiler, yukarıdaki strateji tanımı ile bütünleşmiyorsa bunun adı sadece bir faaliyettir. Aslında strateji üretmek çok kolay olmadığı için şirketlerimiz pazarlama stratejileri yerine pazarlama kavramını kullanırlarsa daha akıllıca hareket etmiş olurlar. Örneğin; on iki adet faaliyet belirlediniz, fakat bu faaliyetler bütçenizi aşıyor, bu durumda faaliyetleri azaltmak mı iyidir, yoksa bu faaliyetlerin bir şekilde alternatiflerini sağlamak adına stratejiler üretmek mi iyidir? İşte strateji bu kadar kritik bir kavramdır. Faaliyetle karıştırılmamasına çok özen gösterilmelidir. Okumaya devam et

KOBİ’lerde Pazarlama İletişimi ve Markalaşma

KOBİ’lerde Pazarlama İletişimi ve Markalaşma 

Ülkemizdeki işletmelerin yüzde 99,8’ini Küçük ve Orta Boy İşletmeler (KOBİ) oluşturmaktadır. Bu oran göz önünde tutulduğunda, KOBİ’lerin ülke ekonomisindeki rolü ve sanayimizin profilini oluşturdukları görülmektedir. Ülke sanayimizin gelişmesi, KOBİ’lerin gelişmesi ile doğru orantılı olacaktır. KOBİ’lerin ülke ekonomisindeki önemi, KOBİ’lerin bilgilendirilmesi ve geliştirilmesini gerekli kılmaktadır.

Genel olarak işletme faaliyetlerini üretim ve pazarlama olarak ikiye ayırabiliriz. Üretim, ürünün satışa hazırlanmasına kadar ki organizasyonel süreci oluşturur, pazarlama ise ürünün satışa hazır hale getirildikten sonra bir plan dahilinde dağıtım kanallarının oluşturulması ve tanıtım aşamalarını içermektedir. Bu iki ayrı süreç işletmenin hayatını sürdürebilmesi ve büyüyebilmesi için hayati önem taşımaktadır. O yüzdendir ki üretim ayağına pazarlama ayağından fazla önem vermek büyük hata olacak ve istenmeyen sonuçlar doğuracaktır. Çünkü üretilen ürünü satamadıktan sonra ürünü imal etmenin hiçbir önemi kalmayacaktır. Okumaya devam et

Bir Şirketin Etkin Pazarlama Stratejisi Belirlerken Dikkat Etmesi Gerekenler

Bir Şirketin Etkin Pazarlama Stratejisi Belirlerken Dikkat Etmesi Gerekenler

Strateji, işletmenin çevresi ile arasındaki ilişkileri düzenlemesi ve rakiplerine karşı üstünlük sağlaması için, şirketin iç çevresini ve kaynaklarını harekete geçirmektedir. Bugün şiddetli rekabet içinde bulunan sektör ve ekonomilerde strateji oluşturmak ve uygulamak mutlaka gerekmektedir. Başarılı bir pazarlama yöneticisi tüketicilerin çağdaş pazarlamanın odak noktasını oluşturması nedeniyle bu kavramlara hakim olmak zorundadır.

Pazarlama stratejisi geliştirmek için önce işletmenin hedef pazarını belirleyerek pazarı bölümlenmeli sonra da bu hedef pazara yönelik olarak pazarlama karmasını (4P=Ürün, Fiyat, Tutundurma Dağıtım) oluşturmalıdır. Son yıllarda Kotler gibi pazarlama guruları 4 P’ye insan, politika, kamuoyu gibi kavramları da ilave etmiştir. Okumaya devam et

Bu işte bir “NİŞ” var

Bu işte bir “NİŞ” var

Yiğit Ahmet KURT

Türk Dil Kurumuna girer, Türkçe sözlüğü açar ve “niş” yazarsanız karşınıza “duvar içinde bırakılan oluk” ifadesi çıkar. Elbette bizi ilgilendiren kısmı bu değil, pazarlama açısından anlamı. Esasen pazarlamadaki “niş” kavramı da bir yerdeki bir nokta. Bu yüzden duvar içinde bırakılan oluk ta neden olmasın?

Neyse biz lafı dağıtmadan bir Niş Pazarlama tanımı yapalım en iyisi: “Özel gereksinimleri olan ve bu gereksinimleri giderilmemiş nispeten küçük grupların tatmininin sağlanmasına yönelik stratejilerin esas olduğu süreçtir.” Niş Pazar ise; “Özel gereksinmeleri olan ve bu gereksinmeleri giderilmemiş grupların tatminlerinin sağlanması için odaklanılmış küçük pazardır.” Görüldüğü gibi merkezde tüketicinin var olduğu ancak onunda temelinde tüketicinin özel gereksinmelerinin yer aldığı bir düşünce söz konusu. Yani tüketicinin genel ve tüm gereksinmelerinden bahsedebilmek niş pazarlamada mümkün değil. Peki bu nerede mümkün? Elbette Kitlesel Pazarlama Anlayışında.

Okumaya devam et

Dünya Kıpır Kıpır

Dünya Kıpır Kıpır

Prof.Dr.İsmail KAYA

Ekonomi ve iş hayatı “değişmeyen tek şey değişim” üzerine kurulu. Dünya değişiyor, hayat devam ediyor.

Hepimiz bilerek bilmeyerek, isteyerek istemeyerek dünyayı değiştirmeye uğraşıyoruz. Patronsak elemanlarımızı, siyasetçiysek halkı, medyaysak kamuoyunu, satıcıysak müşterileri, öğretmensek öğrencileri, anne-baba isek evladımızı ve yakınlarımızı etkileyip, değiştirip, biz gibi olmalarını bekliyoruz. Gücü yeten, gücü yetene kendine göre bir şekil vermeye çalışıyor. Berberde bile, “saçıma şöyle bir şekil yap” deyip, berberin işine dahi karışıyoruz.

İşin tuhafı, dünyayı değiştirmeye uğraşanlar da, değiştirilmeye çalışılanlar da, hayatlarından memnun görünmüyorlar. Bakıyoruz iki taraf da sürekli birbirinden şikâyetçi. Muhataplarını bir türlü “istedikleri biçime sokamadıklarını” düşünüyorlar. Alıcıdan memnun satıcı, satıcıdan memnun alıcı; vatandaşından memnun devlet, devletinden memnun vatandaş; okuyucusunu beğenen basın, basınını beğenen okuyucu görmeye hasretiz. Okumaya devam et

Kotler’den Yarına Dersler

Kotler’den Yarına Dersler

Sedef Seçkin Büyük, CAPITAL

Philip Kotler’i hepimiz tanıyoruz. “Pazarlamanın efsane gurusu”, yeni kitabıyla iş dünyasının gündemine yerleşti. “Her Yöneticinin Bilmesi Gereken 80 Kavram: A’dan Z’ye Pazarlama Bakışı” adlı bu kitapta, yöneticilere, kritik öğütlerde bulunuyor, yükselen trendler ve yaklaşımları anlatıyor. “Bu kitabı 800 sayfalık ders kitaplarını okumak için zamanı olmayanlar için yazdım” diyen Kotler’in önerileri, yöneticiler için kritik önem taşıyor…

Bütün dünyada “Pazarlamanın efsane gurusu” olarak adlandırılan Philip Kotler, yeni kitabıyla tekrar iş dünyasının gündemine oturdu. Ünlü guru Philip Kotler, yeni kitabında günümüzde pazarlama açısından kritik olduğunu düşündüğü 80 kavramı anlatıyor. Kotler, bu kitabı, “800 sayfalık ders kitaplarını okumak için vakti olmayan yöneticiler” için yazdığını söylüyor.

Kitabın adı “Marketing Insights From A to Z: 80 Concepts Every Manager Needs To Know” (Her Yöneticinin Bilmesi Gereken 80 Kavram: A’dan Z’ye Pazarlama Bakışı)… Okumaya devam et

Dondurmam Gaymak”ın Müşterisi Kim?

Dondurmam Gaymak”ın Müşterisi Kim?

Prof. Dr. İSMAİL KAYA

Capital’in yalancısıyım. Hani şu kendini “Türkiye’nin en iyi iş ve ekonomi dergisi” olarak reklâm eden aylık dergi. Çoktandır okumaz olmuştum. Bir öğrencimin birşey göstermek için getirdiği 9. sayısındaki bir yazının başlığını görünce içimden önce “Yuh” demek geçti, sonra o kadar kaba olmaması için, işte başlıktaki şu sözler dilimden döküldü: “Sen de mi be Kotler?” Bu tepkime öğrencim de şaşırdı. Meğer bir süredir, Harvard Business Review dergisinden Fortis’in katkılarıyla başlığı altında makaleler çevirir yayınlarlarmış. Gördüğüm yazının başlığı “Pazarlama & Satış Savaşları nasıl önlenir?” Gibisinden bir şeydi. (Yazının aslının HBR’nin hangi yıla ait sayısından alındığına dair hiçbir bilgi de bulamadım.) Ünü dünyaları sarmış, Kotler gibi biri, iki başka isimle birlikte kaleme aldıkları o yazıda, satışın mı pazarlamaya yoksa pazarlamanın mı satışa destek olduğu tartışmalarına; adeta kimin kimden büyük olduğu itişmelerine temas ediyorlar ve çözümü de, bu iki “departman”ın arasındaki ilişkilerde yattığına işaret ediyorlardı. Okumaya devam et

Milyoner İletişimi

Milyoner İletişimi

Onur YANIK

Türkiye’de Thomas J. Stanley’i tanıyanların sayısı, iki elin parmaklarını geçmez.

Mütevazi bir Amerikan vatandaşı olan Stanley, işletme yönetimi doktorasına sahip bir muhasebecidir.

İş hayatına 80’li yıllarından başında, genç bir finans danışmanı olarak başlayan ve kendi şirketini kuran Stanley, uzun bir süre hiç bir şirkete ya da şahsa hizmet sunamamıştır. Thomas J. Stanley’in şirketi bugün, 50 kişilik kadrosuyla 800’ün üzerinde dolar milyonerinin, beraberinde pek çok milyarderin bütünleşik finans danışmanıdır.

20 yıllık muhasebecilik kariyerinin yanında Stanley, global pazarlama arenasını derinden etkilemeyi başarmış bir ağ/şebeke geliştirme (Networking) uzmanıdır. Stanley’in “Varlıklı” insanları etkilemeye yönelik özel araştırma ve uygulamaları, kendisine pazarlama profesörlüğü titrini kazandırmıştır.

Prof. Thomas J. Stanley bugün “Varlık/Affluent” konusunda sadece Amerika’nın değil, dünyanın en önde gelen kanaat önderlerinden biridir. Stanley aynı zamanda, Varlıklı Pazarlar Enstitüsü’nün (Affluent Market Institute) başkanıdır. Okumaya devam et

Ticari Pazarlama (Trade Marketing)

Ticari Pazarlama (Trade Marketing)

Zeki Yüksekbilgili

Pazarlama bileşimini göz önüne aldığımızda, artık hiç kuşkusuz kabul görmüş dört ana konu ile karşılaşıyoruz; ürün (neyi satacağız?), fiyat (kaça satacağız?), dağıtım (nerde satacağız?) ve tanıtım (ürünü nasıl çekici yapacağız?). Aslında tam da bu noktada, pazarlama ve satışı birbirinden mümkün olduğu kadar ayırmaya çalışıyoruz. Pazarlama daha ürün planlama safhasında başlarken satış ürün sonrası gerçekleşen bir fonksiyon ve pazarlama mümkün olduğu kadar tek bir hedefe yoğunlaşıyor; “satışı gereksiz hale getirmek”.

Pazarlamanın konsantrasyonu son kullanıcı-tüketici olduğundan, tüm pazarlama faaliyetleri kısaca son kullanıcının ürünü daha fazla kabullenmesini, denemesini, kullanmaya devam etmesini sağlamak olarak düşünülebilir. Bu noktada karşımıza ciddi bir soru ortaya çıkıyor; son kullanıcıyı ikna eden pazarlama, bu ürünün son kullanıcıya ulaşması için gerekli olan noktalara girmesini, bu noktalarda doğru şekilde sunulmasını ve gerekli olan noktalarda bulunmaya devam etmeyi nasıl sağlayacaktır? Bir diğer soru ise, bu uygulamaları kimin yapacağı; satış mı yoksa pazarlama mı?

İşte “ticari pazarlama” burada devreye giriyor. Kısaca toptancı, perakendeci, distribütörlere yönelen ve bunların taleplerini arttırma çabaları olarak sınırlandırabileceğimiz . Ticari pazarlama yoluyla, perakendeciler ilgili firmanın mallarına rakip mallar karşısında daha güçlü destek verebiliyor. Ticari reklam, kişisel satış, toptan fiyatlandırma, ödeme seçenekleri, iade hizmetleri, özel teşhir izinleri, promosyon destek gibi pazarlama araçlarından yararlanılıyor. İmalatçı firmalar böylece dağıtım organları nezdinde daha kabul görebilir bir pozisyona geliyor. Okumaya devam et

Krizi Fırsata Çevirmek İçin, Krizde Pazarlama

Krizi Fırsata Çevirmek İçin, Krizde Pazarlama

 Zeki Yüksekbilgili

Kriz, en basit haliyle “Bir ülkede veya ülkeler arasında, toplumun veya bir kuruluşun yaşamında görülen güç dönem, bunalım, buhran” olarak tanımlanabilir. Şu anda yaşadığmız ekonomik kriz, her alanda iş hayatını etkiliyor. Ama kriz dönemlerinde, özellikle pazarlama alanında yapılacak manevralar ile, ciddi anlamda krizi yönetmek ve bu krizden bir fırsat yaratmak mümkün.

Kriz zamanlarında belki de en büyük problem pazarlama, çünkü tüketicilerde talep azalıyor, harcama eğilimi düşüyor, üreticilere, ürün ve hizmetlere olan güven azalıyor. İşte krizde pazarlama yönetimi tam da burada devreye giriyor; Okumaya devam et