Pazarlama Fonksiyonları ve Karması

Pazarlama Fonksiyonları ve Karması

Memet Özkan

Pazarlama Fonksiyonları

İşletmelerin ürün ya da hizmetlerini tüketiciye ulaştıma amaçlı yaptıkları pazarlama süreci esnasında yaptıkları aktivitelere, pazarlama fonksiyonları denir. Klasik anlamda (makro ekonomik boyutta) pazarlama fonksiyonları aşağıdaki gibidir:

Değişim (satın alma, satma) fonksiyonları

Satın alınacak kaynağın seçimi, malın gereksinimleri karşılamaya uygun olup olmaması, satıcı ve alıcı ile fiyat ve diğer satış koşullarında anlaşma, satış için talebin yaratılması vb. durumları kapsamaktadır.

Fiziksel sunum (ulaştırma, depolama) fonksiyonları

Üretici ile tüketici arasındaki uzaklığın belirleyici olması, üretimin-talebin-ulaştırmanın dönemsel-düzensiz-ani olması ve önlenemeyecek teslimat gecikmelerine karşı olan durumları kapsamaktadır. Yardımcı fonksiyonlar (standartlaştırma, derecelendirme, finanslama, risk taşıma, pazar bilgisi sağlama) Üretilen malların uyulması zorunlu olan temel ölçütlerinin belirlenmesi (standartlaştırma), önceden belirlenmiş standartlara göre ayırımının yapılması (derecelendirme), malların tüketicinin eline geçmesi için gerekli finans ve kredi yönetiminin yapılmasını (finanslama), alacağın tahsil edilememe riskine karşı sigorta ve diğer önleyici yöntemlerin uygulanmasını (risk taşıma), pazar bilgisinin çeşitli kaynaklardan sağlanıp, yorumlanarak sunulmasını (pazar bilgisi sağlama) kapsar. Okumaya devam et

Müşteri Memnuniyeti mi, Müşteri Sadakati mi?

Müşteri Memnuniyeti mi, Müşteri Sadakati mi?

Mark Klein –  Arthur Einstein, Strategy+Busines Quarterly

İlk bakışta sunulan ürün ve hizmetlerden tatmin olmuş bir müşteri ordusu oluşturmanın başarılı bir iş kurmak ve yürütmek için izlenecek en açık yol olduğu düşünülebilir. Fakat önde gelen bir IT firmasının sürpriz bir şekilde ortaya çıkardığı gibi memnun müşteri her zaman iyi müşteri anlamına gelmemektedir. Gerçekten de, sözkonusu şirketin araştırmalarından çıkan sonuç, müşteri memnuniyeti ile yapılan alışveriş arasında ciddi bir paralellik olmadığıdır.

Memnun kaldığını söyleyen müşteriler neden her zaman aynı firmadan alışveriş yapmayı tercih etmemektedir? Çünkü, memnuniyet insanların söylediklerinin ölçüsüdür, sadakat ise yaptıklarının. Pek çok yönetici bu ikisi arasında köklü farklı görememekte, ve müşteri memnuniyeti ile müşteri sadakati kavramlarını eşanlamlılarmış gibi sık sık birbirinin yerine kullanmaktadır.

Müşteri memnuniyeti araştırmalarında müşterilerin ortaya koyduğu şey sözkonusu firmayla ilgili özellikle en son tecrübelerine dayanan şahsi görüşleridir. Bu araştırmalar bir bakıma, çoktan gerçekleşmiş işlemler ve faaliyetler üzerindeki müşteri hislerini yansıtmaktadır, ve ileriye dönük kesin bir güvence barındırmamaktadır. Ne var ki, şirketler bu tür araştırmalara büyük önem atfetmektedir. Hatta sadece bu tip ölçümlerle uğraşan bir danışmanlık sektörü bile oluşmuş durumdadır. Okumaya devam et

Pazarlama Planı Bir Günde Nasıl Hazırlanır?

Pazarlama Planı Bir Günde Nasıl Hazırlanır?

KOBİFİNANS

Etkili bir pazarlama planı yapmak için her zaman çok çalışmanız gerekmez. Aslında, işletmeniz için yalnızca bir günde başarılı bir plan yaratabilirsiniz. Başlarken üslup ya da planın mükemmelliği hakkında endişelenmeyin. Tek yapacağınız, bir kalem kağıt alıp işe koyulmak.

Pazarınızı Ve Rekabeti İyi Kavrayın: Pek çok küçük işletme sahibi, ilk önce pazarı ve taleplerini (ihtiyaçlarını değil) anlamadan, ortalama bir ürün ya da hizmetle yola çıkarak büyük bir hata yapar. İnsanların istemedikleri bir şeyi satmaya çalışırsanız, almazlar. Kârlı bir pazar, binlerce aç balığın olduğu bir göle benzetilebilir. Tek yapmanız gereken, yemi atmaktır; böylece göl, balıkların çılgınca beslendikleri bir alana dönüşür. Pazarınızı anlamak için kendinize şu tür sorular sormalısınız:

>>Pazarımda yeterli hizmet verilemeyen alanlar var mı?

>>Ürün ya da hizmetlerime yönelik pazar alanları, para kazanabilmem için yeterince büyük mü?

>>Yalnızca gelir-gider dengesi sağlamak için pazardaki payım ne olmalı?

>>Pazar alanımda rekabetçi olabilmek zor mu?

>>Rekabetçi olmak için sunduğum ürün ve hizmetlerde yatırım yapabileceğim zayıf noktalar hangileri?

>>Pazar, sunduğum çok özel rekabetçi ürün ve hizmetleri istiyor ya da değerli buluyor mu? Okumaya devam et

Şirketlerin, Fiyat Stratejilerinde Başarılı Olabilmeleri, Markalaşma Sürecini Başlatmalarına Bağlıdır

Şirketlerin, Fiyat Stratejilerinde Başarılı Olabilmeleri, Markalaşma Sürecini Başlatmalarına Bağlıdır

Ufuk Gergerlioğlu / Dünya Gazetesi

Fiyat, 4P (fiyat, ürün, yer, promosyon) olarak adlandırılan pazarlama karmasının en önemli öğesi olarak nitelendirilebilir. Bu kritik araç, işletmeleri yoğun rekabet alanında güçlü veya güçsüz kılabilecek özellikleri bünyesinde barındırır. Firmaların çeşitli faktörleri göz önünde bulundurarak belirlediği fiyatlar, maliyetleri ve satışları dolayısıyla karları birinci derecede etkilemektedir.

Stratejik pazarlamanın özünü oluşturan değer kavramı ile fiyat arasında güçlü bir ilişkinin olduğu da bilinen bir gerçektir. Değer kavramını benimsemiş, mal ve hizmetlerine bu olguyu bir şekilde yansıtmış işletmeler, müşterilerinin fiyat duyarlılıklarını bir şekilde kendi lehlerine çevirebilirler. Çünkü, tüketiciler, kendileri için gerçek manada fayda sağlayacak mal ve hizmetlere değer verirler. Eğer bir mamul, müşteri için bir değer ifade etmiyorsa, diğer bir değişle işletmenin sunduğu ürün veya hizmet, müşterinin aklına, beynine ve kalbine hitap etmiyorsa, fiyat mekanizmasını şirket lehine çeviremeyebilir.

Özellikle, rekabetin çok şiddetlendiği günümüzde, şirketlerin, fiyat indirimi yoluyla ayakta durabilmeleri neredeyse imkansız hale gelmiştir. Bu sebeple işletmeler, müşterilerini, gerek ürün veya hizmetlerinin farklı yönlerini ortaya koyarak gerekse onların en üst seviyede tatmin olmalarını sağlayarak fiyat mekanizmasından faydalanma yoluna gitmelidirler. Okumaya devam et

Müşteri Memnuniyetini Sağlayabilmek İçin İlişkisel Pazarlama Süreci Başlatmalı

Müşteri Memnuniyetini Sağlayabilmek İçin İlişkisel Pazarlama Süreci Başlatmalı

Ufuk Gergerlioğlu

Şirketlerimizin, globalleşen dünyamızda kendilerine bir yer bulabilmesi için uluslar arası alanda literatüre girmiş kavramları dikkatlice takip etme zorunlulukları vardır. İlişkisel pazarlama bu kavramlardan biridir. Özellikle CRM uygulamalarında bu konu detaylı bir şekilde ele alınmaktadır. İlişkisel pazarlama, temel anlamda, yeni müşteriler bulmaktan çok mevcut müşterileri elde tutma ve onlarla ilişkileri geliştirme üzerine odaklanan bir analayışı içermektedir.

İlişkisel pazarlamanın üç ana bölümü vardır. Birinci bölüm kurumların şirket bazında müşterileri ile ilişkilerini gösteren faaliyetlerini kapsamaktadır. Küçük ve orta ölçekli şirketlerimizin bünyesinde en çok uygulama alanı bulan bu faaliyetin uluslar arası literatürde ismi, ‘external marketing’dir. Okumaya devam et

Pazarlamacılar Giremez!

Pazarlamacılar Giremez!

Emirhan Aydın

Sanırım hepimiz günlük hayatımızda bu türlü yazılarla karşılaşıyoruzdur apartman kapılarında. Ansiklopedilerin kapı kapı satılmaya başladığı 1980’li dönemlerden bu yana elinde çanta olan, takım elbiseli ve bir şeyler satmaya çalışan insanların genel adı “Pazarlamacı” oldu maalesef. Maalesef diyorum, çünkü durum sanıldığı gibi değil. Ama kalıplaşmış düşünceler ve kırk akıllının taşı çıkaramaması yüzünden hala eksik bilgi bizleri yanıltıyor. Durumun iç yüzü görünenden çok farklı. Çünkü bizim burada bahsettiğimiz bir bilim dalı. (Her ne kadar hala bilim dalı olarak görülmese de.) Esas bahsetmemiz gereken ise, bu bilim dalının ufak ama önemli bir parçası: Kişisel Satış. Bizim milletçe hatamız, bir bütünün içindeki ufak bir parçanın görevini, bütüne yüklemek. Peki nedir bu meşhur pazarlama, nedir kişisel satış? Okumaya devam et

Pazarlamacılar Gardiyandır

Pazarlamacılar Gardiyandır

Zeki Yüksekbilgili

Kriminoloji uzmanı James Q.Wilson’un teorisi KIRIK CAMLARI’ı belki duymuşsunuzdur. Eğer sokakta giderken, kırık camlı (ve tamir edilmemiş) bir bina varsa, yavaş yavaş bu binanın diğer camları da etraftakiler tarafından kırılır. Çünkü insanlar bu binadakilerin ya orada olmadığına yada bu konuyla ilgilenmediklerine inanırlar. Akabinde bu anarşi önce binayı sarar, sonra da sokağı…

Michael Levine’in kitabı KIRIK CAMLAR, KIRIK İŞLETME’de, bu teoriyi pazarlamaya uyarlamış. Eğer detaylara önem vermezseniz, detaylar tüm işinizin yok olmasına sebep olabilir. Bu kırık cam, kötü bir alo sesi, feci bir kart, başarısız bir satış elemanı, önemsemez bir işçi veya mal iadesindeki aptalca bir kural olabilir. Bu detaylar, işletmenizin KIRILMASINA yol açabilir. Okumaya devam et

Gelecekte Pazarlama

Gelecekte Pazarlama

Zeki Yüksekbilgili

Her şey inanılmaz bir hızla değişiyor. Bu değişim en çok da pazarlamayı etkiliyor çünkü pazarlama insanları ikna etmekle ilgili, dolayısıyla da insanlardaki her türlü değişim pazarlamada devrim niteliğinde yeniliklerin ortaya çıkmasına sebep oluyor.

İnternet, yaygınlaşmasıyla birlikte pazarlamada o kadar köklü değişiklikler yaptı ki, hepimiz pazarlamayı yeniden tanımlamak, öğrenmek ve öğretmek zorunda kaldık. Şu günlerde internet büyük bir değişim içerisinde; artık çok daha akıllı, insanları daha iyi anlayan, üstelik kontrolün cihazlar arası etkileşimle internetin kendi kendini yaratacağı bir web dünyası ortaya çıkıyor, web 3.0.

Web 3.0 ile, artık makineler bizim hakkımızda çok daha fazla bilgiye sahip olacaklar, bizimle aynı dili konuşacaklar ve farklı yerlerden gelen bilgileri bütünleştirerek bizim hakkımızda her şeyi bilecekler. İşte size bazı senaryolar;

Senaryo 1:

  • İstanbul Beyoğlu’nda geziyorsunuz.
  • Mobil sistem sizin nerede olduğunuzu biliyor.
  • Mobil sistem, daha evvelki kayıtlarından sizin “retro sanat” sevdiğinizi biliyor.
  • Mobil sistem sizi o gün, Garanti Bankası Sergi Salonundaki “retro sanat” sergisine yönlendiriyor

Okumaya devam et

Pazarlama Manifestodur

Pazarlama Manifestodur

Prof.Dr.İsmail Kaya

Jeffrey J. Fox’u okur musunuz? Bulursanız okuyun. Pazarlamadan anlıyor. Çünkü, pazarlamanın CEO’dan “yukarıya” herkesin işi olduğunu biliyor. Üstelik yazdıklarında çok pratik. Az laf. Ne yapılacağı ortada. Bugün yeni bir kitabıyla karşılaştım: “Pazarlama Süper Starı Nasıl Olunur?” Nokta Yayıncılık, İstanbul, 2007, Merkez Dergi’nin Armağanı. İngilizce aslı: “How to Become a Rainmaker”. Fox (Türkçesi Tilki) şöyle yazıyor (kısaltılarak) : Çing! Çing! Pazarlamacının Müziği Çing! Çing! Bu, dünyanın her yerinde yazar kasanın zilinin sesidir. Bir satışın sesi. Bir tüccar için tam anlamıyla müzik, pazarlamanın süperstarı içinse sembolik bir müzik. Çing, gelir üretmeyle eş anlamlı bir sözcük. Bir pazarlık başarıya ulaştığında, pazarlamacının reklam verirken umduğu; perakendecinin, film yapımcısının, konser girişimcisinin, aceleyle işeri giren kalabalığın çıkardığı gürültünün ötesinde duyduğu bir şeydir. Çing, bir presin bir parçaya bastığı her an üreticinin duyduğu şeydir. Çing, ne zaman kamyona bir kutu yüklense, dağıtıcının duyduğu şeydir. Okumaya devam et

Yeni İş Fırsatları Yaratmak Gerçekten Zor mu?

Yeni İş Fırsatları Yaratmak Gerçekten Zor mu?

Tunç Kılınç

Yollarda hız yapanları yakalamak için önce polislere radar veriyorsun, sonra da insanlara bu radarlara yakalanmamak için ‘radar detector’ satıyorsun.

Bilgisayarlara virüs bulaştırıp sonra virüs koruma programları satmak veya ‘fast food’ gibi (bence) lezzetli yemekler üretip sonradan başkalarının diet veya sağlıklı beslenme programları satması gibi.

Cell Phone Jammer da Japon’ların yeni buluşu; 3 metre içinde cep telefonu ile konuşanların hatlarını kesiyor! Yeni pazar oluşturmak için en iyi yollardan biri de halihazırda çok tüketilen, çalışan şeylerin ters yönündeki fırsatlara bakmak.

Bir de düzden bakalım! Okumaya devam et