Sosyal Medyanın Psikolojik Etkileri
Nevzat Çağlar Tüfekçi
Tüm dünyada her üç kişiden ikisi(18-25 yaş grubu: % 82), herhangi bir sosyal medya ortamında. Sosyal medya yaşamımızın bir parçası oldu. Çocuklarınızın geleceğini yönlendirme konusunda bugününü kavramak için; öğrenmek ve bilgilenmek zorundayız. Yeditepe Üni. Tıp Fak. öğretim üyesi Prof. Dr. Bengi Semerci, “Sosyal Medyanın Psikolojik Etkileri” hakkında bize ışık tutuyor. İşte o yazının özeti:
Durum Tespiti:
• Eklenen arkadaşların % 82’si gerçek hayattan, % 60’ı arkadaşların arkadaşları, % 29’u tanımadıkları, % 11’i işle ilgili.
• 2012’de beş dakikasını online olmaya ayıranlar: %20
• Her bir dakikada 694.980 durum güncellemesi oluyor ve 532.080 twitt atılıyor
• Her gün 250 milyon fotoğraf ekleniyor ve bunun % 35’i kişinin kendisine ait fotoğraflar
• Narsistiklerin ve düşük benlik kaygısı olanların sosyal medyada geçirdikleri zaman daha çok
• 955 milyon aktif kullanıcısı ile Facebook bir ülke olsaydı, Çin ve Hindistan’dan sonra dünyanın en kalabalık 3. ülkesi olurdu. 307 milyon üyesi ile YouTube da öyle • Haftada bir milyar, günde ortalama 400 bin twitt atılıyor
• İnternet kullanıcılarından sosyal ağları kullananların oranı % 68
• 31 milyon kullanıcıyla Türkiye Facebook’ta en aktif 7. ülke
• Türkiye, Avrupa’nın internette en çok zaman geçiren ülkesi…
Zararları:
• Sosyal medya dikizleme ve dedikodu kültürünü arttırdı
• Başkasıyla yüz yüze konuşurken söyleyemeyeceğiniz her şeyi orada rahatlıkla söyleyebiliyorsunuz.
• Tehlikeleri artırıyor, orada kimliksizleşmeye başlıyorsunuz
• Gazetelerin üçüncü sayfalarında internetten tanıştı diye başlayan cinayet, tecavüz, şantaj haberlerini okuyoruz.
• Popülarite arttıkça arkadaş sayısı, takip eden sayısı artıyor. Sayı arttıkça yalancı kahramanlar oluşuyor
• “Ne kadar çok kişi takip ediyorsa o kadar iyiyim” duygusu beslenir ve narsisizme yol açar
• Yüz yüze iletişimi azaltıp, yalnızlığı arttırıyor
• Sosyal medya bağımlılık oldu; ulaşamadığı zaman depresyona girenler var
• Sosyal medya devrimlerimiz oldu; kitleleri harekete geçiren, büyük sosyal olayları örgütleyen platforma dönüştü
• Ama her sosyal örgütlenme olumlu olmuyor. Söylenti yayarak, kitleleri felakete sürüklemek de mümkün
• İş yerlerinde çalışanlararası huzuru bozma, şirket bilgilerinin paylaşımı gibi yeni riskler.
Yararları:
• Bağımlı hale gelmezseniz, arkadaşlık bağlarını sürdürme ve haberleşeme için kullanmak yararlı
• Kurumsal tanıtım, reklam için iyi bir platform
• Sağlık alanında çalışanlar sosyal medyanın olumsuz etkilerini tartışırken, bir yandan olumlu etkilerini keşfediyor
• Diğer yandan twittlerine bakarak, facebook güncellemelerini takip ederek hastanızın durumunu izleyebiliyorsunuz
• Özellikle riski fazla olan grupların, en çok gençlerin izlenmesi ve değerlendirilmesi için sosyal medyada teknikler geliştirilmeye çalışılıyor
• Bütüncül sosyal ağlardan bu topluluklardaki bireylerin birbirine ne şekilde bağlı olduğu, anlaşılabiliyor; toplumun genel ve ruh sağlığını nasıl etkileyeceği incelenebiliyor
• Yardım çağrıları ve sorunlarını sosyal medyadan izlemek mümkün. İntihar eğilimlerini tespit etme ve anında müdahale çalışmaları var.
Sonuç:
• Gerekli durumlarda sosyal medyayı kullanıp, gerçek iletişimden de kopmamak gerekir. Çünkü yüz yüze iletişim ve paylaşım, kişisel gelişim için gereklidir
• Eğer sanal iletişim, canlı iletişimin çok üstüne çıktıysa; yanlış yoldasınız demektir. Yaşamı kaçırmak bir yana, gerçekle olan bağlantınız kopabilir
• Varlığımız sadece sanal ortamda ise, varlığımızı sorgulamamız gerekiyor. (Kaynak: www.dhsturkey.com)