WOMM’de Yayıcıların Motivatörleri

WOMM’de Yayıcıların Motivatörleri

Alper Akcan

Yayıcıların motivatörleri ile ilgili olmazsa olmaz 5 maddeyi şu şekilde sıralayabilirim:

1. Özel hissettirmeli: Yayıcının maddi motivasyondan kadar manevi motivasyona ihticayı olduğunu unutmayın. İnsanlar özel olduklarının hissedilmesini isterler. Siz markanız için onları yayıcı olarak seçtiyseniz, bunu kendilerini özel hissetmeleri için de kullanmalısınız. Örnek: Gmail yayılma prensibinde, ilk kayıt olanların 100 arkadaşlarına da hesap açtırma hakkı vermesi, o kişilerin kendilerini “teknolojik yenilikleri takip eden özel birisi” olma özelliğini de yanında getirmiştir.

2. Açık (transparan) olmalı: Vereceğiniz fayda çok açıkça belirtilmeli. Çok küçük yazılarla belirtilen yaptırımlar, birbirine bağlanmış kurallar, kişilerin farketmeden katılacağı ve daha sonra memnuniyetsizlik yaratacağı kurgular, ileride çok daha güçlü negatif-WOMM olarak markanıza geri dönecektir. Örnek: “Arkadaşını getir, 1 ay abonelik kazan! Ama arkadaşın giderse, bir yıllık abonelik bedelini senden alırım”

Okumaya devam et

Gizli Müşteri Araştırmasını Kimler Yapmaz

Gizli Müşteri Araştırmasını Kimler Yapmaz

Galip Uyar

PlusValue

Gizli Müşteri Araştırmaları… İlk izlenim olarak akılda sorular oluşturan bir kavram, bir araştırma metodu. Nedir, ne değildir, neden gizli? Bu soruların cevaplarını bilenler zaten gizli müşteri araştırmasını yapıyor. Gizli müşteri araştırmaları temel alt yapı isteyen bir çalışmadır. Çalışmanın başarılı olması için organizasyonun önceden bir takım aşamaları geçmiş olması gerekmektedir. Bu aşamayı geç(e)meyen organizasyonlar bu çalışmayı yapmazlar, yapamazlar ya da yaptıklarını sanırlar. Peki, kimler bu araştırmayı yapmıyor? Kimlerin bu araştırmayı yapmadıklarına bakacak olursak: Müşterisinin ömür boyu değerini(life time value); Müşteri geribildiriminin önemini; Müşteri algısının önemini bil(e)meyenler göze çarpmaktadır. Bu üç önemli maddenin öneminin bilinmesi de yeterli değildir. Bilmek ile uygulamak arasında fark vardır. Bu yüzden bu üç maddenin aynı zamanda başarıyla da uygulanıyor olması gereklidir.

Müşterisini sadece bir sefer ürün ya da hizmet satılacak kişi gözüyle gören bir organizasyona müşterinin ömür boyu değerini anlatmak deveye hendek atlatmaktan daha zordur. Ömür boyu değer bugün daha rasyonel bir ölçüm olarak kullanılmaktadır ve yatırımlarda göz önünde bulundurulan bir kriterdir. Okumaya devam et

Neden Daha Yaratıcı Olmak Zorundayız…

Neden Daha Yaratıcı Olmak Zorundayız…

Yaratıcılık konusu açıldığında veya yaratıcılık üzerine birşeyler yazıldığında zaman zaman ortaya çıkan bazı standart tepkiler vardır. “Bu anlattığın bizim memlekette iş yapmaz”, “Bizim işin neresinde yaratıcı olacaksın ki” veya doğrudan doğruya “yaratıcılık konusu bizi ilgilendirmez bizim reklamla filan işimiz yok!” İşte size çıktıkları maça 6-0 yenik başlamış takımlar. Teknik direktör böyle düşünürse sahadaki futbolcu ne yapar kimbilir. Oysa her maç rakibe özel bir strateji geliştirmekle, taktik planlar hazırlamakla ve bunları kararlılıkla uygulamakla kazanılır. Yaptığınız işin sıradan olması, sizin de o işi sıradan bir biçimde yapmanızı gerektirmez. Her ne yapıyorsanız yapın, yaptığınız işte daha fazla katma değer yaratacak yolları bulmak sizin elinizdedir. ABD’de ilköğretim çağındaki çocuklar üzerinde yapılan bir araştırmaya göre çocukların çok büyük bölümü, bilgisayarın kendinden daha akıllı olduğunu düşünüyormuş. Okumaya devam et

Müşteri Sadakati Hakkında Yanlış Bilinenler

Müşteri Sadakati Hakkında Yanlış Bilinenler

Lerzan Aksoy

Birçok akademisyen ve danışman, 90’larda müşteri kaybının bir salgın olarak ortaya çıkmasından sonra, yerinde ve zamanında yapılmış bir öneriyle ortaya çıktılar: “Müşterileri elde tutmak yeni müşteriler kazanmaya çalışmaktan çok daha önemli.” İşte bu yaklaşım, günümüzde her an her yerde karşımıza çıkabilen müşteriyi elde tutmaya yönelik pazarlama aktivitelerine dönüştü. Aslında yukarıda bahsi geçen öneri, kazanılmış müşterileri elde tutmaya yönelik faaliyetlerin hayata geçirilmesinin öneminin yanı sıra, yeni müşteri kazanımı çabalarının dengelenmesi gerektiğine değiniyordu. Ancak, dikkat çekme ve rakipten müşteri kazanma çabaları içinde, müşteri memnuniyetinden beklenen kazancın da abartılmasıyla beraber maalesef gerektiği kadar ciddiye alınmadı.

Bunun üzerine, CEO’lar müşteri sadakatine özel bir önem atfederek bunu neredeyse bir şirket stratejisi haline getirdiler. Conference Board tarafından 2002 yılında yapılan ve dünyanın her tarafından CEO’ların katılımıyla gerçekleşen bir ankette CEO’lar arasında karşılaşılan en önemli zorluğun müşteri sadakati ve müşteriyi elde tutmak olduğu ortaya çıktı. Okumaya devam et

Ucuzu Tercih Edenler

Ucuzu Tercih Edenler

Yılmaz Argüden / Dünya Gazetesi

Rekabet arttıkça, tüketiciler için her üründe farklı seçim fırsatları doğuyor. Birçok firma tüketiciler için aynı temel htiyacı karşılayacak farklı fiyat seviyelerinde ürünler geliştiriyorlar. Müşterileri ve onların ihtiyaçlarını iyi tanımak onlar için ürün ve hizmet geliştirmenin de temelini oluşturuyor. Bazi şirketler ürünlerine yeni fonksiyonlar katarak daha yüksek fiyatla satmayı ve marjlarını artırmayı seçerken, diğerleri de ürünleri en ekonomik hale getirip daha geniş kitlelere hitap edebilmeyi tercih ediyor.

Her ürün benzerleri ile bir rekabet içinde olmasının yanı sıra aynı müşterinin bütçesi içindeki paylar açısından ürünler birbirleriyle de rekabet içindeler. Bu nedenle, özellikle ekonomik kategorilere odaklanan şirketler için kimlerin, hangi ürün kategorilerinde daha ekonomik olanları tercih ettiklerini incelemek fayda sağlıyor.

Birçok tercihini ekonomik ürünler lehinde kullananların ilk kesimini genç bekarlar oluşturuyor. Genç bekarlar genellikle gelir düzeyleri düşük ve değişken bir kesimi oluşturuyorlar. Yaşamlarının bu aşamasında gelecek için tasarrufu düşünmekten uzak, günü yaşamaya odaklanmış bir yaklaşım sergiliyorlar. ihtiyaçlarının büyük bir kısmı için ekonomik ürünleri tercih ederek, keyif aldıkları birkaç ürün için para biriktirmeye çalışıyorlar. Bu ürünlerde özellikle arkadaşlarının tercihlerinden etkileniyorlar.

Yeni evliler, yaşamlarının bu dönemlerinde profesyonel ve sosyal çevre ilişkilerini geliştirmeye gayret ediyor, bir araba veya ev almak üzere para biriktirmek için diğer birçok ihtiyaçlarında ekonomik seçimleri tercih ediyorlar. Okumaya devam et

Marka Oluşturmak – Markalaşmak, Ama Nasıl?

Marka Oluşturmak – Markalaşmak, Ama Nasıl?

Numan Değirmenci

Mike Mooser “Marka Yaratmanın Beş Adımı” kitabında neden “Marka Oluşturmak”, “Markalaşmak” zorundayızı şöyle açıklıyor: “Şirketininiz gerçekleri ile pazardaki algılanışı arasında herhangi bir çelişki söz konusuysa bir marka yol haritasına ihtiyacınız var demektir. Şirket dahilinde ve haricinde kuruluşunuzun istekleri ve değerlerini kavramayan kişiler bulunuyorsa bir marka yol haritasına ihtiyacınız var demektir. Güçlü bir markaya sahipseniz ve bunu yalın-açık bir şekilde şirketin yeni çalışanşlarına, yönetim kurulu üyelerine ya da tedarikcilere iletmenin bir yolunu arıyorsanız bir marka yol haritasına ihtiyacınız var demektir. Pazarlama materyalleri kuruluşunuzun hedefini ya da değerlerini tam olarak yansıtmıyorsa bir marka yol haritasına ihtiyacınız var demektir.”

Peki nasıl? Marka oluşturmak için ya yeni bir ürün/hizmet fikrinin zihninizde varolması, varolan bu fikrin nasıl yapılandırılacağının, geliştirileceğinin ve sunulacağının planlanması gerekmektedir ya da var olan ürün/hizmet değer sunumlarınızın belli bir stratejik plan doğrultusunda yapılandırılması, konumlandırılması gerekmektedir.Yeni bir ürün/hizmet fikrinden kastım piyasada varolmayan yeni bir kategori yaratarak markalaşmaktır ki, bu işi Al Ries&Laura Ries “Markaların Evrimi” kitaplarında “Pazarlamada en zor, aynı zamanda en ödüllendirici iş kategori yaratmaktır” şeklinde açıklamaktadır. İster tasarlanan ister varolan ürününüzü/hizmetinizi veya fikrinizi somutlaştırarak şirket içi ve şirket dışındaki ilişkiler ağınızda bulunan kişilere/kurumlara eksiksiz, kalıcı, rekabet avantajı sağlayacak bir şekilde aktarmak için markalaşmak ve markanızı yönetmek zorundasınız. Bunun için izlenmesi gereken adımları genel olarak şöyle sıralayabiliriz:

1.Kendinizi Tanıyın: Ürün ve hizmetlerini markalaştırmak, işletme içinde ve dışında doğru alğılanmak, kurumsal bir yapıya kavuşmak isteyen tüm şirketlerin herşeyden önce yapmaları gereken kendilerini tanımak ve tanımlamaktır. Bunun içinde şirketler, gerek kuruluş aşamasında gerekse yeniden yapılandırılma süreçlerinde günümüzün değişen koşulları, buna bağlı olarak yönetim sisteminin değişmesi, şirket kültürünün yenilenmesi gibi sebeplerden dolayı oluşacak soru işaretlerini ortadan kaldırmak için “ne olmak istediklerini (Vizyon), buna ulaşmak için neleri-nasıl yaptıklarını (Misyon), bu değer sunumlarının nelere dayandıklarının (Değerler) eksiksiz ifade edilmesi gerekmektedir. Bunun içinde Vizyon, Misyon ve Değer bildirimleri açık bir şekilde tanımlanmalı, şirketin tüm işleyişi bu ana değerlerin çizdiği sınırlar dahilinde gerçekleşmelidir. Gerek üst kademe gerekse çalışanlar tarafından doğru algılanamayan, benimsenmeyen değerler kağıt üzerindeki süslü sözlerden öteye gidemezler. Asıl iş değerlerinizin hem yönetim bazında hem de çalışan bazında gerçek işleyişle ne derece örtüşdüğüdür. Şayet varolan değerlerle uygulamadaki değerler arasında fark yok denecek kadar azsa şirketin kurumsal yapısının doğru temeller üstüne inşa edildiğinden sözedilebilir. Ve ancak hem içte hemde dışta olduğu gibi algılanan şirketler başarılı olabilir ve kendilerini markalaştırabilirler. Unutmayın ki “Rotasını bilmeyen gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez”. Okumaya devam et

Düşük Maliyetli Müşteriyi Elde Tutma Taktikleri

Düşük Maliyetli Müşteriyi Elde Tutma Taktikleri

Mevcut müşterilerinizi elde tutmak için, düşük maliyetli şu on stratejiyi uygulayabilirsiniz.

1) Her gün 30 dakikanızı, mevcut iki müşterinizle konuşarak geçirin. Ne istediklerini, neye ihtiyaç duyduklarını ve neyi sevdiklerini/sevmediklerini sorun. Aklınıza yatan fikirleri yaşama geçirin.

2) Şampiyon müşterilerinizi, yönetim kurulunuza katılmaya davet edin. Müşterileriniz, farklı görüşler sunacak ve onların yargılarına değer verdiğinizi anlayacaklardır.

3) Müşterilerinizin firmanızda kazandığı başarılara ilişkin gazete/dergi haberlerini onlara postalayın. İnsanlar, başarıları hakkında bilgilendirilmekten hoşlanırlar. Klasik bir fotoğraf çerçevesi, gönderinizi daha da anlamlı kılacaktır. Okumaya devam et

Gilette ve Ustura Arasındaki Toplumsal Bilinçaltı

Gilette ve Ustura Arasındaki Toplumsal Bilinçaltı

Yapılan bir araştırmaya göre, Dünyada sadece Türkler permatiğin ucundaki koruyucu kısmı kırarak jiletin direkt yüze temas etmesini sağlıyorlarmış. Böyle bir uygulamaya başka hiçbir ükede rastlanmezken , Türklerde ise çok sık uygulanan bir yöntemmiş.

Bu farklılık nasıl yorumlanabilir ? Bunu mazoşizmle , daha acı verir hale getirerek erkeklik duygusunu pekiştirme isteğiyle , daha erkeksi ve sert bir hale dönüştürme çabasıyla , açıklayabilir miyiz ?

Bu bir müşteri algılayışı ve hedef kitle değeridir. Eğer bu kitleye ürününüzü “ bebeksi bir dokunuş , hassas bir ten “gibi bir reklam sloganı ile pazarlamaya çalışırsanız satmaz. Ürününüzün kattığı erkeklik imajını silerek kesici bir alete dönüştürmüş olursunuz.

Arko, traş kolonyası reklamında erkeksi bir bakış kullanıyor , kolanyanın yüze çarpışı gayet sert , bir dalganın deniz kenarına vuruşunu hatırlatıyor. Bu ayrıntıların bir tesadüf olmadığı kesin. Okumaya devam et

İnce İşler, Yoldaki İşaretler

İnce İşler, Yoldaki İşaretler

Prof.Dr.İsmail Kaya

Dünya ahiretin, beyin dünyanın, duygular beynin, çevre de duyguların aynasıymış. Kritik karar, 11 kişinin içinde bulundukları çevreye ve çevrelerinin uyandıracağı duygulara da bağlı.

İki yoldan/şeyden birini kendi irademizle mi seçeriz? Yoksa bazı ince şeyler mi bizim tercihlerimizi etkiler?

Okumaya devam et

Perakende’de Müşteri Tercihini Etkileme

Perakende’de Müşteri Tercihini Etkileme

Prof. Dr. İsmet Barutcugil

Perakende sektöründe işletmelerin temel amacı müşteri bulmak ve müşteriyi elde tutmaktır. Müşterinin bir işletmeyi tercih etmesi onun kalıcılığını ve büyümesini güvenceye alacaktır. Bu nedenle, işletmeler bazı müşterilerin neden özellikle kendilerini tercih ettiklerini ve bazı müşterilerin de neden kendilerini terk ettiklerini anlamak zorundadırlar.

Yoğun rekabet ortamında, perakende müşterilerinin satın alma davranışlarını etkileyen faktörler arasında özellikle; yer, ürün çeşitliliği, fiyat, indirim ve promosyonlar, tanzim ve teşhir, müşteri servisi ve kişisel satış dikkat çekmektedir.

Kuruluş yeri: kuruluş aşamasında yapılan fizibilite çalışması sonrasında belirlenen mağaza yeri, hem işletmenin ticari performansı hem de müşteri memnuniyeti açısından önemli bir faktördür. Okumaya devam et