Hizmetkâr marka olmak
“Servile” kelimesi bana sorarsanız yurdumuzun yaygın deyişiyle biraz, “maksadını aşmış” bir niteleme. İngilizcede hem “gurursuz, aşağılık” hem de “köle” anlamına geliyor. Dünyanın doğusunda, tek bir kelime içinde bir araya gelmesi pek mümkün olmayan bu iki sıfatın, tek kelimede toplanmış olmasını batı kafasının bir ayıbı olarak görüp bir kenara bırakırsak, anlatılmak istenen şeye kısaca “Hizmetkâr markalar” diyebiliriz.
Trendwatching, bu trendi tanımlarken, günümüzde tüketicilerin her zamankinden daha talepkâr, zaman yoksunu, bilgi sahibi ve seçeneğe doymuş olduğundan söz ederek bu durumu fırsata çevirmek isteyen markaların “Servile” olması gerektiğini söylüyor.
Tabii burada “Hizmetkâr marka”nın tüketiciyle her an “yalakalık” veya “dalkavukluk” ilişkisi içinde bulunan marka anlamına gelmediğini hemen belirtelim. 2008 Trend Raporu’na dayanarak 2008 Ocak ayında bu köşede yaptığımız “Hizmetkâr marka” tanımını hatırlayalım:
“Müşterilerin hayatlarına oradan buradan gizlice girip, karşılarına çıkıp ‘beni seç, beni seç!’ diye bağırmak yerine, onlara ilgilerini çekecek akıllıca yollarla yardımcı olup ürünlerimizi neden onların hayatlarında konumlandırmalarını sağlamıyoruz? Günümüz dünyasında ‘vermek’ artık en önemli olgulardan biri. Önümüzdeki günlerde ‘hizmetkâr’ olmayan hiç bir marka kalmayacak. Müşterilere hayatlarını kolaylaştırmak için yardımcı olduğunuzda bunun karşılığını mutlaka göreceksiniz.” Okumaya devam et