“Yap Sat” Değil “Sat Yap”
Prof.Dr.İsmail Kaya
Şu pazarlamanın gücüne bakın ki, ufak bir dağ kasabası gün geliyor, kendi halinde bir girişimci profesörün çabalarıyla milyarların hayatını değiştirmede rol oynayabiliyor.
Değişen dünyada kendilerine yer bulabilmek, geleceğin haritalarını önceden okuyabilmek ve dünyayı değiştirmek için iş, siyaset ve medya dünyasından binlerce insan Davos’da toplanıp, konuştular. Bir yandan olup bitenleri görmeye, bir yanda da ortalıkta görünmeye gayret gösterdiler.
Davos’ta bu yıl dünya ekonomisinin önündeki tehditler de konuşulmuş. İş adamları yeterli işbirliği ve liderlik yoksunluğunu en büyük tehdit olarak ifade etmiş, gelir adaletsizliğini en sona koymuşlar.
Bilişim ekonomisinin sembol ismi Bill Gates bu konuda diyesiymiş ki, “Günde bir doların altında gelirle yaşayan milyonlarca kişi ekonominin küreselleşmesinden yararlanamıyor. İş dünyası sadece zenginlere değil, yoksullara da hizmet etmeli, hükümetler de yoksulluğu gidermek için çalışan şirketlerin faaliyetlerini desteklemelidir.” Gates Efendi, gelir adaletsizliğinin, alın teri ve müşteri dışında başka yollardan para kazanma alışkanlığının bir sonucu olduğunu unutmuş gözüküyor. Çözümü yine devlet desteğinde arıyor. Ne de olsa büyük pazarlamacı.
Pazarlama bir açıdan bir illüzyon, iknâ ve inandırma sanatıdır. Neyin değerli, neyin değersiz; neyin önemli neyin önemsiz; kimin haklı kimin haksız olduğu, zihinlerde uyandırabildiğiniz algılara bağlı. Piyasa denilen bir ortamda, sesini duyurabilen, kendini anlatabilen, farkını ortaya koyabilen, kendine müşteri ve taraftar çekebilen öne çıkıyor, değerleniyor, kazanıyor, kazandırıyor.
“Yap Sat” anlayışından “Sat Yap” anlayışına doğru bir geçiş yaşanıyor. Eskiden bir yolunu bulan girişimci müteahhitler kat karşılığı anlaştıkları arsaya üç-beş blok diker, müşteri aramaya başlarlardı. Şimdikiler, önce proje ve maket yapıyor, müşteri buluyor, malı satıyor, ondan sonra inşaata girişiyor. Yap Sat’dan Sat Yap’a geçiş sadece inşaatla sınırlı değil. Her alanda ve her üründe, her ne yapacaksanız, önce sahneyi ve piyasayı hazırlayacak, müşteri bulacak, müşteriye anlatacak, onu iknâ edecek, satacak, ondan sonra işe kalkışacaksınız.
Gündemin yıllardır değişmeyen, değiştirilemeyen konularında halkın ve ülkenin yararına işler yapmak isteyenler, “yaparım, nasılsa satarım” anlayışı yerine, “önce satayım, sonra yaparım” anlayışına ağırlık verseler, pazarlamacılıklarını konuştursalar, daha iyi olacak gibi görünüyor.
Davos’cular, “Sat Yap”dan anlıyorlar.