Yarınlar Zamanını Yönetenlerindir
Eren Gökyer
Zaman olarak ifade ettiğimiz kavram, bu dünyada yaşayan tüm insanların eşit olarak sahip olduğu belki de tek zenginliktir. Bugün Microsoft’un sahibi Bill Gates’in de, Afyon’da tatlılarıyla meşhur Hidayet amcanın da 24 saati vardır. Mahallemizde ki Nimet teyzede 24 saate sahiptir, ülkemizi yöneten Başbakan Ahmet Davutoğlu’da 24 saate sahiptir. Soru şu; herkesin eşit olarak sahip olduğu bu zenginliği nasıl kullanıyor ve tüketiyoruz?
2013 yılında ülkemizde bir araştırma yapılmış ve ilk yaşlılık haritası hazırlanmıştır. İnsanların ortalama yaşama sürelerinin tespit edildiği araştırma Akdeniz Üniversitesi Yaşlılık Bilimi Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. İsmail Tufan tarafından hazırlanmıştır. Bakınız ülkemizde ortalama yaşama süresi erkeklerde 72, kadınlarda ise 76 çıkmıştır. Gelin dostlar bizde kadın erkek ayrımı yapmadan bu iki rakamın ortalamasını alalım ve ortalama bu dünyada yaşama süresimizin 74 yıl (o kadar şanslıysak) olduğunu düşünelim. Basit bir hesap yaptığımızda normal şartlar altında 24 saatimizin 8 saatini uyuyarak geçiriyoruz, geriye kalan zamanın da 8 saatini de çalışarak geçiriyoruz, etti mi size 16 saat. Bakıldığında kendimize ait kalan sürenin 8 saat olduğunu görüyoruz. Bu kalan 8 saatlik sürede de ne yaptığımızı bilmediğimizden dolayı da bize verilen ömrü heba edip, bu dünyadan ayrılıyoruz. Dünya’nın yaşının bugün yaşının 4,54 milyar yıl olduğunu düşündüğümüz de insanoğlu olarakta dünya da bulunma süremizin çok uzun bir süre olmadığını idrak etmek zor olmasa gerek.
Zaman mı bizi yönetiyor; yoksa biz mi zamanı?
Başarılı ve başarısız insanları ayıran en temel nokta zamanı kullanma şekilleridir. Zamanını yöneten önceliklerini, hedeflerini belirleyen “hayır diyebilmeyi” beceren insanların başarıya ulaştıklarını görüyoruz. İnsanlara baktığımızda şöyle sitemler duyarız: “ …24 saat bana yetmiyor…”, “… kitap okuyacak boş vaktim yok…”, “…çok yoğun çalıştığımdan dolayı aileme, çocuklarıma zaman ayıramıyorum…” . Okuyucularımın arasında bu ifadeleri kullanan kişiler de muhakkak olacaktır. Ama kimse kusura bakmasın yukarıda paylaşmış olduğum serzenişler kendini yönetemeyen, hayatını yönetemeyen insanların ortaya koyduğu bahanelerdir. Zamanı etkin kullanarak, hayatınıza kalite getirme imkanına sahipsiniz. Fakat bu kolay da bir süreç değildir. İç disiplin gerektiren bir faaliyet sürecidir.
Vermiş olduğum Zaman Yönetimi eğitimlerinde zamanı neden etkin kullanamıyoruz? Zamanımızı etkin kullanmamız için neler yapmamız gerekir? Sorularını cevaplarını detaylı işliyorum. Bu detaylara, bana ayrılan köşede değinme imkanım olmadığı birkaç önemli noktayı sizlerle paylaşıyor olacağım.
Hedef Koyma, Önceliklerimizi Belirleme ve Hayır Diyebilmek
Zamanımızı yönetebilmenin en önemli 3 saç ayağı, Hedef koymak, önceliklerimizi belirleme ve hayır diyebilmektir. Kendimize ulaşmayı istediğimiz kısa ve uzun vadeli gerçekçi hedefler belirlememiz gerekmektedir. Bununla birlikte, aşağıda ki tabloda da göreceğiniz üzere önceliklerimizi belirlememiz gereklidir. Gelin şimdi aşağıda yer alan tabloyu özetleyelim dostlar;
Yapacağımız işimiz Acil ve Önemli ise hemen yapmamız gereklidir. Genelde bu işler zor geldiğinden dolayı erteleme yoluna gidilir. Ertelemeden bu tür işlerimizi hemen yaparak sonuçlandırmamız gerekmektedir..
Yapacağımız işimiz Acil ve Önemli Değilse, işi başka bir kişiye delege etmemiz gerekir. Burada da yapılan en sık hatalardan bir tanesi her işi kendimizin yapma isteğidir. Bu yanlıştır. İşleri yetki ve sorumluluk devrederek hem devrettiğiniz kişinin motivasyonunu arttırmış olursunuz hem de zamanı verimli kullanırsınız.
Yapacağımız işimiz Önemli fakat Acil Değilse, bu tarz işlerimizi ne zaman yapacağımıza karar vermemiz gerekir. Sevgili dostum Murat Arısoy’la da bu konu üzerine yaptığımız bir sohbette şu örneği vermiştim. Sizinle de paylaşmak isterim. Biliyorsunuz ülkemiz de hükümet kararı gereği devlete olan borçlar yapılandırılıyor. Bunun için son başvuru ve taksitlerin son ödeme tarihi belirleniyor. Toplum olarak zamanımızı yönetememe ve her şeyi son dakikaya bırakma huyumuz olduğu için yapılandırma yapmayan vatandaşlar için, başvuru tarihleri belirli bir süre daha uzatılıyor. Bu maalesef alışkanlık halini de kazandığı için kısır döngü halinde devam ediyor. Sevgili Murat Arısoy’la bu konuyu konuştuktan 2 gün sonra kendisinden bir mail aldım. Mailin başlığı “ Siz Demiştiniz”, mailin içeriği ise aynen şu şekildeydi: “SGK borç Yapılandırılma son başvuru tarihi 1 ay daha uzatılmıştır” . Bu noktada önemli fakat acil olmayan olmayan işlerimiz için yapacağımız zamanı belirleme çok önemli.
Yapacağımız iş hem önemli değil hem de acil değilse, o işleri listemizden çıkartıp yapmayacağız sevgili dostlar.
Yazımın sonuna gelirken “ Hayır Diyebilmeyi” öğrenmek “Zaman Yönetimi”nin en önemli saç ayağıdır. Dostlar, “Hayır” diyemediğimiz sürece kendi hayatımızı değil başkalarının hayatını yaşadığımızın farkına varalım. Yarınlar “Zamanını Yönetenlerindir”…